Yakup Kadri bu eserinde Osmanlı İmparatorluğu bünyesindeki kurumların yozlaştığını, bozulduğunu, çürüdüğünü, çözüldüğünü ele alır. Dini bir kurum olan Bektaşi dergahındaki yozlaşmayı anlatır. Belki bazı anlatılanlar abartı belki gerçek… Ancak eserde anlatıların günümüzde hala devam ediyor olması dikkate değer. Eserin kahramanları Nur (Nuri) Baba, Celile Bacı, Ziba Hanım, Nigar Hanım, Nasib Hanım, Rauf Bey, Necati Bey, Derviş Çinari, Udi Niyazi, Macid, dergah bünyesinde bulunan ve karakterliyle kurumun bozulmuşluğunu ifade eden kişilerdir. Bunlardan yalnız Macid bu bozulmuş kurum dışında kalmayı başarır. Eserde içki meclisleri, Nur Baba’nın kadın düşkünlüğü, dergah için, bir zat için bütün her şeyden vazgeçişler anlatılmıştır. Özellikle Nigar Hanım Nur Baba için eşi Eşref Paşa’dan çocuklarından vazgeçmiştir. Ancak sonunda bu vazgeçiş yerini sonsuz bir pişmanlığa bırakmıştır. Eser kula kul olmanın anlatıldığı önemli bir eser. Bu durumun hala ülkemizde devam ediyor olması eserin önemini anlamak için yeterlidir.
Nigar Hanım kullanılıp atılmış bir nesne hüviyetini kazanmıştır eserin sonunda. Onu bekleyen son gerçekten içler acısıdır.
Döneminde birçok tepki çeken bu eserde abartı olabileceğini göz ardı etmemek gerekirken bu tür olay ve kurumların günümüz Türkiye’sinde var olduğunu bilmek eserin inandırıcılığını artırmaktadır.