Herkese merhaba
Meşhur palyaço “Pennwise” ilk tanışmam doksanların sonunda 1990 yapımı “O” filmini nasıl yaptıysa kardeşimin sesini kasete çekmesi ( bildiğiniz 90lık kasete ) ve bizim teypten dinlememizle olmuştu. Çocuk çığlıkları, palyaçonun iğrenç gülüşleri ve kahkahaları eşliğinde görmeden sadece kafamızda kurguladığımız şeylerle zaten gerilimi yüksek olan bir yapımı sadece sesler ile dinleyerek gerilim dozunu daha da artırarak dinlediğimi hatırlıyorum ( sesli kitapların ilk örneği gibi). Daha sonra filmi izlemiştim ama kasetten dinlediğim zamanki heyecanı ve gerilimi vermemişti.
Yıllar sonra tekrar yeni çekimini izlediğim “O” kitaba daha uygun olsa da her zaman ki gibi kitaptan uyarlanan her film gibi kitapta ki havayı pek yakalayamıyor. Kitapta yaşanan gerilim, korku, karakterlerin çaresizlikleri ve umutları filmlerde çok yavan kalıyor. İlk bölüm biraz daha iyiydi orada oyuncuların çocuk olmaları biraz daha etkileyici olmuş.
Gerilim romanlarının üstadı ve piri Stephen King yazdığı her kitap kendi kategorisinde mükemmel. İlk okuduğum King romanı “Ruhlar Dükkanı” sonra sırasıyla “Kemik Torbası”,”Kara Kule serisi”, “Mahşer” ve “O” ama içlerinden en sevdiğim halan “Kara Kule” serisi açık ara önde. Okuyucunun,King’in gerçekçi karakterleri kurduğu empati, onların yaşamış olduğu gerilim ve acısı karşısında duyduğu rahatsız edici hissiyat gerçekten müthiş. Yazar sadece karakterleri değil okuyucuyu da hikayeye dahil ederek herkesi rahatsız ediyor.
“O” kesinlikle okunması gereken bir kitap ve herkesin çılgın palyaço “Pennywise” ile tanışması gerekli.