Biz duygularımızın, düşüncelerimizin çoğunu, bunları aktaran kelimelere havale ederiz, buna karşılık konuşma becerisi olmayan hayvan bütün ifadeyi gözbebeklerinde toplar.
Amacımız, yaşlılığımızın geri kalan, akşamı hafif serin günlerini orada sükûnet içinde çiçekler ve kitaplar gibi hayattaki küçük, huzurlu şeylerle geçirmekti.
Kesinlikle mutsuz değildi; daha doğrusu, artık mutsuz bile değildi. Herhangi bir şey hissetme yetisini kaybetmiş, bu ölçüsüz yaşam enerjisinden adeta felç olmuş ve bitkin düşmüştü.