Low Rated O ve Ben Reviews
You can find Low Rated O ve Ben quotes, low rated O ve Ben book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Necip Fazıl Kısakürek’in kendi hayatını kaleme aldığı O ve Ben kitabı; NFK’nın kendini,yaşayışını,nefsi ile mücadelesini ve Şeyhi ile tanıştıktan sonra hayatında nelerin değiştiğini hatta bütün hayatının artık Ondan ibaret oluşunu anlatan bir eser.
Necip Fazıl'ın keskin ifadeli ve sözünü esirgemeyen bir edebiyat sanatçısı olduğu aşikar.Bir. çok edebi tartışmada adı geçmiş dönemin siyasi bölümlerinde taraflı bir yapıda eserler vermiş zamanla kendisini hayran bırakan bir kitlenin övgüsüne layık olup günümüzde de "üstat"olarak anılmaktadır.
Bu eserinde herkese çevirdiği keskin mızrapları kendisine çevirmiş geçen 30 yılın hüznünü yaşamak istedikleriyle yaşadıkları arasındaki çizgide bedenen ve ruhen vermiş olduğu savaşı ve her sayfasında kendi kendisine yönelttiği eleştirileriyle okuru özeleştiriye yönelten bir eser.A.Arvasi'den öncesi ve sonrası kıyaslamalarıyla insanın kendi iç dünyasına yönlendiren bir eser.
Edebiyat ve sanat şairlerin ya da sanatçıların hayatını esere nasıl nüans ettiği açısından önem taşır.Çocukluk gençlik yıllarından 30 yaşına kadar geçen dönemi kısa ve öz anlatıp Arvasi'den sonrası için sayfalar~lın yetmeyecegini ifade ettiği bir tasavvufi başyapıt.
-O ve Ben-
Necip Fazıl’ın bu kitabı tasavvufu merak etmemi sağladı. Okuma zevkinin yanında hayatıma yeni bir değer kazandırdı. Üslubu hoş ve etkileyici, eğer kendinizi iman noktasında çıkmazda hissediyorsanız pencerenizi güneşli bir bahçeye aralayabilecek bir kitap.
272 syf.
8/10 puan verdi
O Ve Ben;
Biyografi türünde yazılmış bir kitap. Necip Fazıl’ın hayatının belirli dönemlerinde neler yaşadığına bu kitaptan çok yakınen tanık oluyoruz.O kadar derin hoş ve herşeyi ince ayrıntısına kadar anlatmış ki bu kitaptan sonra Necip Fazıl Kısakürek’e hayran olmamak, yanında yıllarca yaşamış gibi hissetmemek elde değil.
Yazım dili kendine özgü,insanı yormuyor. Belli yerlerde akış varken belli yerlerde olay tıkanıyor bu da kitaba daha fazla bir okunma isteği katıyor.Necip Fazıl'ın hayatını, içini, içindekilerinin yansımasını anlatan bir kitap.Necip Fazıl'ın hayatında sakin geçen bir an yok gibi. Sürekli bir şeyler oluyor, olmasa da kendisi bir şeyler yaratıyor ve Necip Fazıl’ın hayatında bir dönüm noktası oluyor.Hep arayış içinde olan Necip Fazıl,nihayet aradığını bulma huzuruna doğru yol attıyor.
Büyük Doğu'nun büyük kurucusu, Abdülhakim Arvasi'nin eteğinde Allah yolcusu.
Merdivenlerin basamakları gibi. Tıpkı doğum anını andırıyor. Günahsız doğan bir ruh, sonrasında paslanmaya başlıyor. Bir merdivenden iner gibi inişe geçen maneviyatı, bir gün önünü aydınlatan nurla çıkış yolunu buluyor.Rabbine kavuşuyor
1904-1934 yılları arası Necip Fazıl için arayış yılları.Kitap 'tanıyıncaya kadar' bölümüyle başlıyor. Kitapta inanmanın bir ihtiyaç olduğunu söylüyor,ne kadar güzel diyor burda. İnanmazsak kimden ister kimden medet umar,neye inanırız. Dikkatimi çeken diğer bir nokta ise Üstad'ın yalnız kalmayı tercih etmesi. Bu yalnızlık aslında ona farkında olmayı öğretiyor ve neye ihtiyacı olduğunu bilmesini sağlıyordu. Her insanın ulaşamadığı bir durum; farkındalık. Hepimizin bu farkındalığa varması ümidi ile...
272 syf.
8/10 puan verdi
Güzel bir kitaptı . Okurken çok etkilediğim satırlar oldu . Kitabın ortasına doğru okurken sıkıldığım yerler oldu. Bir müfessirin ismi vardı ki oraya kadar okuyunca bir sıkıntı yoktu ama o müfessiri okuduktan sonra, her satırı bir soru işaretiyle devam etti bende , ta ki bahsettiği müfessiri ikinci planda tuttuklarını söyleyene kadar. Yer yer hocasının sözlerine katılmadım, kader ile ilgili olan cümlesine bilhassa katılmıyorum. Kitabı yarıda bırakmayıp bitirdiğim için çok mutluyum. Okuyan herkese iyi okumalar :)
Büyük bir ön yargı ile başladığım bu kitabı bir günde bitirdim. Beklediğimden çok çabuk bitti. Gerçekten kalemi çok kuvvetli. Bilmediğim kelimeler fazla olmasına rağmen kitap beni alıp götürdü. Efendi diye bahsettiği kişiyle diyalogları beni sarsa da en çok sevdiğim yerler onunla karşılaşmadan önce, Allah'ı kendi başına arama kısmı, kendisine sorduğu sorular oldu çünkü gerçekten kendimden bir parça buldum ve kendi cümlelerimi gördüm orada. Necip Fazıl'la ilgili sevmediğim tek şey sivri diliydi hâlâ da öyle insanları çok yargılaması benim canımı sıkıyordu. Biraz daha "Yaradılanı sev yaradandan ötürü" tavrı olsaydı kesinlikle daha çok severdim fakat yine de ilginç bir şekilde çok hoşuma gitti. Gözlerim biraz daha yargılandığı davaları anlatmasını aradı oralar biraz üstün körüydü ki zaten yanlış hatırlamıyorsam sıkıntıda olduğu dönemleri anlatmaktan rahatsız olduğunu yazdığı bir cümle vardı belki onları da anlatmama sebebi odur. Fakat söylediğim gibi kitabın beni saran ilginç ve dinamik bir yanı vardı. Okuduğum ilk kitabıydı ve kesinlikle son olmayacak.