İnanç, Kanı ve Kanaat Üzerine Morfolojik Bir İnceleme

Ockham'ın Usturası

İlker Balkan

Quotes

See All
İnsanları inandıkları şeylerden vazgeçirmek, bir şeye inandırmaktan daha zordur.
Sayfa 17 - Altın Bilek Yayınları, Ernest Renan
Eğer gerçeği gerçekten bilmek istiyorsan yaşamında bir kez olsun her şeyden şüphe et.
Sayfa 30 - Altın Bilek Yayınları, Descartes
Reklam
Ockham'ın Usturası
Her şeyin birbirine eşit olduğu bir ortamda, en basit açıklama doğruya en yatkın olandır.
Sayfa 15 - Altın Bilek Yayınları
Yani inanmak bir bilme yöntemi değildir ve çoğunlukla inandıklarımız, gerçeğin kendisinden çok uzaktır.
Sayfa 22 - Altın Bilek Yayınları
Bildiklerimize sürekli yenileri eklenmekte. Çok şey bilen ancak ne bildiğini tam olarak anlamayan ve anlatamayan bir insan tipi çıkıyor ortaya yavaş yavaş. Hemen herkesin belli bir inancı var ve bu inanç çerçevesinde biçimlendirilmiş, idealize edilmiş yaşamları oluşturmaya, yaşamaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyorlar. Edimlerini düşünmeden, otomatikleşmiş, yapıntı eylemlere dönüştürürken sorgulamayı unutan beyinler yüzünden, birlikte yaşamın tüm süreçleri, öyle ya da böyle, neredeyse binlerce yıldır çözülemeyen sorunlarla halen el ele. Ne haksızlıkların önü alınabildi günümüzde ne de yepyeni ve idael yönetim biçimleri keşfedilebildi. Açlığın, sevgisizliğin, savaşların, sonu gelmeyen çekişme ve çatışmaların da önünü alamadı tüm bu bilgiler. Otomobiller belki yakında uçmaya başlayacak ancak biz her ne kadar ilerliyormuşuz gibi görünsek de yerimizde saymaya devam ediyoruz.
Sadece 5 yıl önce, bugün bildiğimiz birçok şeyi henüz öğrenmemiştik; geçtiğimiz yüzyılın başında, bugün tek bir iğne ile yokedebildiğimiz hastalıklardan ölüyorduk ve bilimkurgu kitaplarında bile neredeyse hiç bahsedilmiyordu uzaya yolculuktan. Bırakın alt parçacıklarını filan daha atomun kendisini dahi görememiştik; dünyanın gerçek şekli hakkında akademik olarak bile şüphe duyanlar vardı çünkü henüz uzaydan çekilmiş bir fotoğrafı yoktu. 5.000 yıl önce henüz daha yazıyı yeni keşfediyorduk ve kurallı olarak dert anlatacak, sanat yapacak, bilim yapacak bir dilimiz olmadığı gibi, modern bilimi keşfetmemiz için de 4.600 yıl daha beklememiz gerekecekti. 50.000 yıl önce muhtemelen ancak yeni ayağa kalkmıştık ve birkaç ses dışında bir dilimiz olmadığı gibi, dünyada çok kısıtlı bir bölgede yaşıyorduk. Evrenin yaşı 13.6 milyar yıl, dünyanınki ise 4.5 milyar ve bizim gerçek anlamıyla bilimsel yolculuğumuz 5. yüzyılına yeni girdi. Bu kadar kısa zamanda bu kadar büyük bir ivme kazanan bir kümülatif zihin hareketinin, önümüzdeki 500 yılda, 5.000 yılda, 50.000 yılda neleri keşfedeceğini, nelerin üstesinden geleceğini, daha bilmediğimiz neleri ortaya atıp ispat edeceğini kestirmek imkansız.
Reklam
İnanmak için inanmanın gerekli kılındığı, postmodernizmin tüketim kültürü ile medya masallarının çağı biçimlendirdiği ve içinde yaşayan insanı belli davranış kalıplarına zorladığı bir süreçten geçiyoruz.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.