Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Odamda Yolculuk
Xavier de MaistreDüşük Puanlı Odamda Yolculuk Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Odamda Yolculuk sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Odamda Yolculuk kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
6.410 üzerinden
96 syf.
5/10 puan verdi
Başka bir kitapta adı geçen bu kitabı merak ederek, kısmen de ismi ile beni cezbettiği için okumak istedim. Beklentimde odadaki kitaplarla falan yazardan yazara, kitaptan kitaba atlayıp yeni şeyler keşfedeceğim sanıyorken çok aldanmışım.
Yazarın gerçek hayatında yaşadığı 42 günlük oda hapsinde yazdığı bir eser. Odasında dolaşıp tablolara, kitaplara, pencereye falan güzellemeler yaptığı, kısa kısa denemelerden oluşuyor. Ben açıkcası beğenmedim.
Odamda Yolculuk
Merhaba sevgili okurlar,
Odamda Yolculuk kitabı hakkında fikirlerimi yazmak istedim. Öncelikle konusunu okuduğumda oda hapsindeki subayın düşsel yolculuklarını daha çok yüzeysel düşünmüştüm. Örneğin farklı ülkelerle ilgili düşler kurup onlardan bahsedecek sanmıştım ya da mekanlardan vs. Daha sonra kitaba ilk başladığım kısımlarda (Spoiler içerebilir devamına bakmayın isterseniz ) olayın biraz daha odadaki eşyalar üzerinden yürüyeceğini düşündüm çünkü yataktan vb şeylerden bahsediyordu. Devamında olaylar daha çok insan doğasıyla başlayan bir sürece dönüştü. Açıkçası ilk bahsettiği insan doğasının ruh ve hayvandan oluştuğu fikri cok hoşuma gitti ve verdiği örneklerle de fikrin kalitesi arttı. Fakat daha sonra anlatılanlar biraz karışmaya ve düzenini biraz da olsun yitirmeye başladı. Tablolarından bahsederken aynaya denk gelip en hakiki tablodur demesi ve ahlak aynası üretme fikri hoşuma giden kısımlar arasında. Bunların dışında bence kitabın anlattığı şeyi tam olarak şöyle ifade edebilirim: Hayatımız boyunca pek çok konu hakkında (Örneğin sanat, ahlak, iyilik, insan doğası vb) fikir sahibi oluruz ve hayatımızın bir kısmında ne hakkında ne düşünüyorum diye kendimizi tartarız. Genç subay oda hapsinde kendini tarttığı süreçten sonra sadece içine doğru, fikirlerine doğru bir yolculuğa çıkıyor gibi . Benim yorumum bu şekilde. Sonuç olarak pek beğendim diyemeyeceğim. Okuyacaklara keyifli okumalar :)))
Beni bir şehri dolaşmaktan men ettiler . Hepsi bu. Ama bütün bir evreni bana bıraktılar. Uçsuz bucaksızlık ve sonsuzluk emirime amadedir.
Her eşya her karış bir anlam kazanır ve anılarla bütünleşerek bir seyahat havası oluşturulur.insan iki şeyden oluşur: ruh ve hayvan. Anladığım kadarıyla duyguyu ve ruhu katmadan yapılan her şey hayvanımız tarafından yapılıyor. Yani bedenin alıştığı mekanik eylemler. Bazen satırlar boyunca okuduğumu fakat aklımızın düşünce ve duygumuzun başka yerde olduğunu fark ederiz, işte bu durumda ruh ve hayvan birbirinden ayrılmıştır ve hayvanımız mekanik bir şekilde okumasını devam etmektedir.Yazar; yaşadığı tutsaklığı farklı bir şekilde ele alıyor kitabında. Aslında bu oda hapsine karşı insanın özgür olabileceğini anlatmak istiyor ayrıca ruh ile bedenin birbirinden ayrılabileceğini de öne sürüyor
" Kalbim soğudu, buz kesti ve kendimi yeniden yerkürenin üzerinde ağırlık oluşturan ilgisizler kalabalığının arasında buldum."
"Varsın yolcuğumu tamamlama izin vermesinler! Beni odama, dünyanın tüm nimetlerini ve zenginliklerini içeren o nefis memlekete cezalandırmak için mi sürmüşlerdi?... İşte hazırım, kapım açılıyor; Po Sokağı'nın geniş revakları altında geziniyorum, binlerce hoş hayalet gözlerimin önünde uçuşuyor... Ey, hayvanım benim, zavallı hayvanım, koru kendini!"
Keyifli okumalar dilerim.
Oda hapsiyle cezalandırılmış genç bir subayın, dört duvarın arasındaki sonsuz düşsel hikayesi. Zaman ve mekan önemi olmadan kendi kafasının içinde bir dünya yaşıyor. Kendini o kadar özgür hissediyor ki hatta cezası bitip özgürlüğüne kavuştuğunda bunu zincire vurulmak olarak görüyor. Çift kişilikle olmakla birlikte uçsuz bucaksız bir hayal gücüne de sahip. Zihninde yaptığı yolculuklarda aynı zamanda yazarın dönemin politik atmosferini de serpiştirmesi hoş olmuş. Akıcı ve merak uyandırıcı değildi benim için. Hiçbir heyecan duymadım.
Aristokrat bir ailede dünyaya gelen bir asker olan yazarın, içinde yaşadığı dönemin etkilerini, bir çok açıdan sorgulamasına sebep olan bir tür öz farkındalık anlayışı olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık 3 asır önce yaşamış, bir odaya isteği dışında kapatılmış ama odaya hapsolma fikrini reddetmiş. Bedeni ve ruhu birbirinden net bir şekilde ayırıp, ruhun gidebileceği yerleri düşsel bir yolculukla gezer durur. Zaman kavramı yoktur, sadece 42 günlük bir oda hapsi sonunda ortaya çıktığını öğrenebildiğimiz bu eser bu süre içinde oluşmuştur. Bu noktada düşüncelerini ve ruhsal yolculuğunu sıkılmamak için yazdığı bir şey olarak algılanmaması gerektiğinin altını çizerken kendini de sorgular. Bir çeşit öğrenme süreci gibidir.