Oğullar ve Sevgililer kitaplarını, Oğullar ve Sevgililer sözleri ve alıntılarını, Oğullar ve Sevgililer yazarlarını, Oğullar ve Sevgililer yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ama sevgi bir özgürlük duygusu vermelidir, tutsaklık değil.”
Bir 19. Yüzyıl Semra kaynana romanı. Ayrıca yazarın yarı otobiyografik romanı olduğu söyleniyor diyerek merak uyandırıp konuya geçiyorum.
Gertrude Morel genç yaşta, kaba ama çekici bir adam olan madenci Walter ile büyük beklentilerle evlenir. Fakat kocasında aradığını bulamayan
‘‘Mutlu olman gerek, mutlu olmaya çabalamalısın, mutlu olmak için yaşamalısın. Ben senin hayatının mutlu olmayacağını düşünmeye nasıl dayanabilirim?’’
Yazarın en iyi kitabı olarak kabul edilen aynı zamanda ingiliz edebiyatının en parlak kitabı; Oğullar ve Sevgililer.
Bir madenci kasabasında yaşayan Morel ailesinin hüzünlü hikayesi.
Üç erkek bir kız çocuğuna sahip Bayan Gertrude Morel kocası Walter’in kaba saba, içkiye düşkün, düşüncesiz, ilgisiz bir adam olduğu için tüm umutlarını, hayatını oğullarına bağlar. Özellikle de ortanca oğlu Paul. Onların hayatları güzel olsun, onlar mutlu olsun ister her anne gibi.
Annesi Paul’a ne kadar düşkün, ne kadar ilgiliyse Paul’da aynı şekilde annesine aşırı bağlı. Ve bu bağlılık hayatının devam ettirebilmesine bile engel oluyor. İlgilendiği, sevdiği kadınlarda annesini arıyor.
Annesinin baskılarından, sözlerinden bunalıp gitmek istediğinde bile kısa süre sonra tekrar annesine geliyor. Bir aile, bir yuva kuramıyor. Hayatını idame ettiremiyor. Hep gelgitli düşünceleriyle, kararsızlıklarıyla yaşamaya çalışıyor.
Okuduğum ikinci Lawrence kitabıydı. Sevdim, beğendim fakat sonunun başka şekilde bitmesini isterdim. Paul’un isterikli davranışlarına sinir oldum. Ne istediğini bilmemesi, bir öyle bir böyle olması, kendini hayatının akışına bırakamaması, bir evet bir hayır demesi beni sinir etti
Genel olarak İngiliz edebiyatını seviyorum, Lawrence’ide öyle
Hep yalnızdı ve ruhu önce ölüme, sonra da bir köpek gibi yaşama gidip geliyordu. Gerçek acı, gidecek hiçbir yeri, söyleyecek hiçbir şeyi, yapacak hiçbir işi olmamasıydı; kendi de bir hiçti.
Sen kadınların kötülüğünden söz edip duruyorsun; bir de erkeklerin o kaba güçlerindeki acımasızlığı bilseydin. Kadınların var olduğundan bile haberleri yok.