"Türkiye Okuyor"un Kaynak Kitabı
İlkokulu Ege`nin güzel ve özellikli bir kasabası olan Nikfer`de okudum. Dördüncü sınıfa geldiğimde, okuduğum kitapların ve öğretmenlerimin etkisiyle macera kitabı yazmaya karar verdim. Kitaptaki kahramanın hayatı kasabamızda başladı. İlk 10 sayfadan sonra artık kahramanın kasabadan çıkıp başka yerlere gitmesi gerekiyordu. Ancak, kasabanın çevresindeki dağların arkasını bilmediğim için, ilk kitap çalışmam yarım kalmıştı...
"Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?" 4. sınıf öğrencisi olarak yaşıtlarıma göre belki çok okumuştum, bu beni kitap yazmaya yönlendirmişti ama devam ettirmek için çok yetersizdim... Gezmek, görmek. bilmek ve insanları tanımak gerekliydi. O günden sonra bu süreç yavaş yavaş başladı.
Neden böyle bir çalışmaya gerek duydum? Çocuk eğitimiyle ilgili yazılan kitapların "Bizcesi" acaba nasıl olur? düşüncesinden yola çıktım.
Çocuk eğitimi kalıplara sığmayacak kadar geniş ve ihmal edilmeyecek kadar önemlidir. Hiçbirimizin çocuğu kullanma kılavuzuyla dünyaya gelmiyor. Bizler evimize aldığımız elektronik eşyaların önce kullanma kılavuzlarına bakarız. Orada neler yazıyor dikkatlice okuruz. Anlayamadığımız yerlerde servise telefon ederek yardım isteriz. Evimize aldığımız herhangi bir eşyada bu kadar titizlik gösterirken, çocuklarımızı deneme yanılma yoluyla yetiştirmek sizce de riskli değil mi?
Elinizdeki kitap, çocuğunun en iyi şekilde yetişmesi için; onlarca kitap araştıranlar, başka insanların tecrübelerinden faydalanmak için sürekli araştıranlar, kendilerini geliştirmek ve bunu eşleriyle birlikte gerçekleştirmek isteyenler, çocuklarını çok sevmek ve bu sevgilerini göstermek, hayatının son deminde geriye dönüp baktığında, çocuğu ve kendi için yapabileceği en önemli katkıyı yapmış olmanın vereceği mutluluğa ulaşmak isteyenler için hazırlanmıştır.
Çocuk kalbi, elmas gibi temiz ve değerlidir. Mum gibi, her şekli alabilir. Bütün yazı ve şekillerden uzaktır. Temiz bir toprak gibi olup, hangi tohum atılırsa büyür. Anne babaların ve çocuğun bakımında payı olan kişilerin çocuklara karşı davranış tarzları, onların kendilerini nasıl hissedeceklerini etkileyen çok önemli bir unsurdur.
"Dinlemek Sevmektir." Herkesin iki kulağı var fakat çoğumuz yeterince dinlenmediğimizden ve anlaşılmadığımızdan yakınırız. Duyulmanın ötesinde bir şeydir beklenen. Dinlenilmek. anlaşılmak ve sevilmek isteriz. Bu istek henüz meramını anlatamayan anne karnındaki bebeklerden, yaşlılara kadar tüm insanlarda ortaktır. Oluşumunun ilk aylarında onun için en emin mekan olan iç dünyadan, dış dünyaya gönderdiği tekmeleri dinleriz. Dünyaya ilk geldiği saniyelerde ise atacağı ilk Çığlığı duymak için sabırsızlanırız. Daha sonraları ağlama ve çığlıklarının ritminden ne anlatmak istediğini bulmaya çalışırız. Uyurken, soluğunu hala nefes alıp veriyor mu diye dinleriz... Zamanla bu dinlemeler azalır, çocuğun en büyük çığlıklarını bile duymamaya başlarız. Oysa bebeklikten yaşlılığa kadar olan, birileri tarafından dinlenme ve anlaşılma ihtiyacı, çocuğumuzdaki tüm olumlu davranışların devamı adına giderilmesi gereken bir ihtiyaçtır.
"Okul Evde Başlar" sadece yetkili değil, aynı zamanda etkili ebeveyn olmanın yollarını açacak ve çocuklarınıza karşı daha çok sevgi ve tahammül yükleyecektir.
Bu çalışma bir çok nitelikli insanın, bir araya gelerek ortaya çıkardıkları bir üründür. Bu kitaptaki güzellikler, çevremde bulunan bir çok harika insanın ışığının benim üzerimde bir yansımasıdır.
Hayat paylaşıldıkça güzel. Bu kitabı çevrenizdekilere tavsiye edecek kadar beğenir ve faydalanırsanız, arkadaş toplantılarınızda konuştuğunuz konular arasında yer alırsa, çocuk yetiştirmede nasihat vermek yerine kitabı vermeyi tercih ederseniz, çalışma amacına ulaşmış demektir.
Sevgi ve saygılarımla...
Dr. Fatih KALKINÇ
