Kitap, Eğitim sisteminin; özgür iradeye zıt olan zorunluluğundan, yanlışlığından, itaate zorlayan baskısından, bir insanın neyi öğrenmesi gerektiğini bildiğini düşündüğü bilinçsizliğinden, dayatılan bu sistemin öğrenciye verdiği psikolojik zarardan, öğrenme sisteminin yanlışlığından ve yararsızlığından bahsetmiş.
Lakin okulsuz bir toplumda, insanların eğitim ihtiyacının karşılanması konusunda, verdiği uygulama önerilerinde başarısız kalmış.
Okulun belirli sınırlamalar, yetersiz kaynaklar ve insanların kalıplaşmış yargılarının da etkisiyle öğrenciyi kalıcı organize edici bilgiye ulaştıramayacağını sağlam hipotezlerle bize anlatsa da, ben insanların temel bilgiyi okulda öğrenip ilgi alanını keşfettikten sonra ancak bilgisini genişletebileceğini düşünüyorum.
Türkiye de 2005 ten beri yapılandırmacı öğretim modelini baz alıyoruz. Öğretmenler öğrenciler için bilgiyi veren değil, bilgiye ulaşmaları için rehber konumunda. Okullar, insanların kendi potansiyellerine ulaştıkları ve öğrenmeyi öğrendiği kurumlar olmalı.
Bu vasat eğitim sistemindeki yıkıcı rolümüzü görmek adına sektörde olan herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
