Sahip olduğu güzel şeylerin tam manasıyla kıymetini bilememiş orta yaşlarda bir yedek subayın öyküsü bu. Hissizleşmiş ve hayatından zevk almayı unutmuş, ki aslında ilk bakışta bu durumun yadırganması gerekecek düzeyde itibar sahibi; zengin, yakışıklı, özenli, muhabbet duyulan ve muhabbeti sevilen bir adam öğleye doğru at yarışına gitmek üzere 1913 yılının bir yaz günü faytona biner ve hayatındaki duyarsızlaşmanın perdesini kaldıracak olan olaylar silsilesi baş gösterir. 'Olağanüstü bir gece'nin ardından bu yedek subayın hayatı bambaşka hale gelir, hem de geri dönüşü olmayacak bir şekilde.
Kitap, duygusal çözümlemeler yumağı ve psikolojik bir öykü. Herkes bu kitapta kendisini bulabilir mi tartışılır ama "böyle hikayeler de varmış" şeklinde bir düşünceyle okunursa herkesin hayatına bir şeyler katabileceği düşüncesindeyim.