Victoria döneminin en saygın yazarı Charles Dickens, romanlarında Sanayi Devrimi sırasında geniş kitlelerin çektiği acıları ve yoksulluğu gerçekçi bir bakışla anlatmıştır. Yetersiz kurumlar ve toplumsal kötülüklerin eleştirisi, Londra’daki yaşam üstüne ayrıntılı bilgiler, karakter yaratmadaki ustalık, güçlü bir anlatı ve yardımseverlik duygusu gibi özelliklerin hemen tüm yapıtlarında baskın olduğu görülür. Romancılığının yanı sıra gazeteciliği ve politikayla yakın ilgisi ile sağlığında büyük üne kavuşan Dickens, bugün de birçoklarınca İngiliz romanının en büyük adı sayılır. Yapıtlarında yer yer belgesel olarak nitelendirilebilecek bir gerçekçiliği yansıtmakla birlikte, mizah ve fantezi öğelerine de yer veren Dickens, Oliver Twist’ten Büyük Umutlar’a kadar tüm romanlarında yoksullar ve ezilenlerin sesi olmuştur.