Evet hemen şimdi, kadehin içine beyaz, küçücük bir toz… Ne kadar da kolay olurdu! Gözlerine birkaç damla yaş dolduğunu hissetti. Kendisi için biraz duygulanmıştı.
Ardından, hiç beklenmedik bir şekilde, aşırı derecede, rahatlatıcı, yepyeni bir hisse kapıldı: Canına kıymak; Evet, hemen şimdi! Şimdiki gibi bir havaya her zaman girilmezdi. Müzik, hafif sarhoşluk ve yanı başında böyle tatlı bir kız, ah evet.
Sana açık kalplilikle söylemek isterim; dünya üzerinde ölmüş olan bütün büyük kimseler, geride kalanlara yol gösterme hususunda kendilerini sorumlu hissettikleri için ölmekte olan bir kişinin psikolojisi yanlış anlaşılıyor.
(...) anladı ki; aslında sahip olduğu bütün korkuların nereden kaynaklandığını bilmiyordu ve bunları bir çözüme kavuşturabilmiş değildi. Hâlâ, içinin bir köşesinde, asla terk etmek istemediği bir umut vardı, orada, sinsi ve riyakâr bir şekilde kendine yer edinmişti.
Ben şimdiye kadar ilgi çekici bir hastaydım. Bir parça solgun, biraz da melankoliktim. (...) Ama bundan sonra olacakları, sevgili miniğim, istersen hiç görme! Benim sendeki hatıramı zedeleyebilir.
İnsan vasiyetinde elle tutulan, gözle görülen ve kendinden sonra günün birinde yok olup gitmeye mahkûm olacak şeylerden söz vermemeliydi. Vasiyeti bir şiir okmalıydı; geçip gittiği dünyaya, sakin ve mütebessim bir veda.