ÖLMEZ OTU
“Demek dünyayı dolduran insanmış. Her şey, her şey, bütün dünya insanmış. İnsan yoksa dünya yokmuş.”
Darda kalanların yarattıkları düş dünyasının hikayesidir.
Dağın Öte Yüzü adlı üçlemenin son kitabıdır Ölmez Otu.
Çukurova’ya pamuk toplamaya giden köylü, bu sene verimli topraklara rast geldiği ve iyi hasat yaptıkları için borçlarını rahat ödeyebileceklerinin sevincini yaşarlar.
Yaşar Kemal eserini okurken kitabı adeta yaşarsınız. Dikenler ayağınıza batar, hiç görmediğiniz o püren kokusu bile burnunuza gelir kokusunu alırsınız. Acıları ta derinden hissedersiniz. Bu yüzden kitaplarını okumayı çok severim. Serinin ilk iki kitabı da aynı böyle hissettirdi. Heyecanlandırdı, sevindirdi, merak uyandırdı ama son kitap için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.
Oldukça uzun betimlemeler bence kitabın konusunun önüne geçmişti. Bu yüzden okurken yorulduğumu hissettim. Sonunun soru işaretleri ile bitiyor olmasını da sevmedim. Halkın yarattığı, düş ürünü olan ermiş efsanesini sevmedim. İlk iki kitapta karakterlere üzülmüş, acımış olsam da bu kitapta hissettiklerim tamam değişti. Bu köylünün tutarsız davranışları, bir iyi bir kötü tutumları, cahillikleri, birbirlerine olan tavırları hoşuma gitmedi ve galiba
ben bu Yalak köylülerini hiç sevmedim.
Sizler bu seriyi okudunuz mu? Üçüncü kitap için acaba benimle aynı fikirde misiniz diye merak da etmiyor değilim tabi…