Dostoyevski’yi okuduktan sonra hep okumak istediğim bir eserdi Ölü Canlar, Gogol.
Tek kitaba başlayıp sonrasında iki ciltten oluştuğunu öğreniyorsun. Konusu, karakteri ilginç. Benjamin Button gibiydi birinci cilt. Okurken sanki yüz metre koşuyorsun. Gogol muhteşem bir eser çıkarmış diyorsun. İkinci ciltte durağan bir anlatım karşıladı beni. Bu da herhalde yazarın ikinci cilt tüm notlarını yakması ve bu notlardan kurtarılanlarla yazılmasındandır.
Gogol’un hayat hikayesi de etkiledi beni, üzücü.
Okunası kitaplardan birisi daha.