Hayatta kalmak, yaşayabilmek için eşini öldürmekten hüküm giymiş iki kadın, namusunu (!) korumak için eşlerini öldürmüş üç adam, kızı öldürülmüş bir baba ve kardeşini kaybetmiş bir ablayla röportaj yapıyor Burçe Bahadır.
Karsını öldüren adamları bulup onlara bir zamanlar sevdikleri, aynı evi aynı sofrayı paylaştıkları eşlerini neden öldürdüklerini, bu noktaya nasıl geldiklerini sormak istiyor yazar. Aslında kadın cinayetlerini konu alan bir belgesel çekmek istiyor. Binbir zorlukla girdiği cezaevinde yaptığı röportajları sonra kitap haline getiriyor.
Medyadan sadece bir parçasını duyduğumuz, ah vah deyip hayıflandığımız belki de hak etmiş ama diyerek ahkam kestiğimiz kadın cinayetlerini konu almış yazar.
Kitabın fazla samimi bir anlatımı var. Bazı yerlerde olayları objektif değerlendirmek yerine tek taraflı kalmış. Vermek istediği mesaj önemli. Keşke insanlar bu durumları hiç yaşamasa. Tecavüz olmasa, kadın bedeni satılmasa keşke... Tüm canlıların güvende, huzur içinde yaşayacağı bir toplum olabilmemiz dileğiyle... İyi okumalar