Burçe Bahadır, bir gazeteci. Kadın cinayetleriyle ilgili bir belgesel yapmak istiyor, ama kadın zanlılarla da konuşmak istiyor. 2 kadın, 3 erkek zanlıyla konuşuyor, kitabın sonunda da 2 kurbanın aileleriyle de görüşmesi var. Belgesel yapmaktı niyeti, fakat sanırım yapamamış, o da kağıda dökmüş ne var ne yoksa...
Kitap beni 'Kardeşini Doğurmak' kitabı kadar etkiledi diyebilirim. Bu hikayelerin aslında hikaye olmadığını, gerçekten yaşandığını bilmek çok ürkütücü. Bir o kadar da üzücü. Kaç kere soluklandım sayamadım. İnsanlar hala nasıl böyle düşünebiliyor diye şaşırdım, sinirlendim. Ama biz ne kadar sinirlensek de üzülsek de bu kafa yapısı asla değişmeyecek gibi geliyor bana.
Kısaca söylemek gerekirse, okuyun okutturun.
Ataerkil düzene bir son vermek gerek, bu da bizim elimizde.
Bu haberlere alışmamamız gerekiyor. Kadın cinayetlerine alışmamamız gerekiyor. Kör ve sağır taklidi yaparak bu yaşanılanları yokedemiyoruz.
Herkesin okumasını tavsiye ediyorum, herkesin.