Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen kitabı sevdim. Konusundan kısaca bahsetmek istiyorum sizlere, Leyla Gamze ve Sibel üç arkadaş yetimhane de büyür ve başlarına korkunç şeyler gelir. Hayatları gelecekleri ziyan olur. .
Yazar kızların orada yaşadıkları sıkıntıları, psikolojik durumlarını ve İncinmiş yaralanmış kalplerini öyle güzel anlatmış ki o hikayenin içerisinde hissettim kendimi. Leyla oldum. Leyla gibi düşündüm.
Leyla gazetecidir ve geçmişi unutamaz yaşadığı onca sıkıntılar her haline yansıyınca kendini toparlamak için izine çıkar ve küçük bir kasabada Yağmur adında mavi şirin bir otelde kalır. Ve orada Özlem Engin ve Oğulları Deniz ile tanışır ve bir takım olaylara şahit olur. Kitap boyunca bu olayları okuyup merak edeceksiniz bağlantıları çözmeye çalışacaksınız.. En çok ta Gazeteci kızımız Leyla merak edecek. .
Kitapta beni en çok etkileyen yetimhanede’ ki çocukların yaşadıkları. Annesizlik ve Babasızlığın zorluğu ve boşluğu... Empati yaptığımızda ailemiz olduğu için binlerce kez şükredebiliriz. Yetimhaneler’de çocukların nasıl büyüdüğüyle alakalı bir merak duymadığımız içinde kendimize sitem edebiliriz Onların suçu neydi sahii? .
-Suçları çocuk olmaktı. Suçları inanmaktı. Aslında suçları kimsesiz ve savunmasız olmaktı... Ve bizler bir simit’ in ne kadar önemli olabileceğini anlamıyoruz, yada bir Rüzgar Gülünün... .
.Velhasıl Kitabın dili akıcı ve yalın. Geçmiş ve Gelecek arasında ki geçişleri gayet net. Su gibi okuyup bitirebileceğiniz hüzünlü bir roman.
.