Ölü Zaman Hikayesi

Tekin Budakoğlu

Ölü Zaman Hikayesi Sözleri ve Alıntıları

Ölü Zaman Hikayesi sözleri ve alıntılarını, Ölü Zaman Hikayesi kitap alıntılarını, Ölü Zaman Hikayesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Pirinçten yapılmış fazla boğumlu gürzünü havada sallayarak duygunun üstüne atılıyordu akıl, duyguysa bu darbeyi kalkanında usta bir hareketle erittikten sonra yakut kakmalı yatağanıyla karşı saldırıya geçiyor ve üstünlüğünü kabul ettirmeye çabalıyordu.
Sayfa 12 - Truva Yayınları, 2009Kitabı okudu
Ben seviyordum yağmuru. Hem insanların saklı yüzlerini ortaya çıkardığı için hem de yaşantımda hem verdikleriyle hem de alıp götürdükleriyle önemli bir yeri olduğu için; yağmurun, yağmurlu günlerin...
Sayfa 127 - Truva Yayınları, 2009Kitabı okudu
Reklam
Neden suçluymuşum gibi bakıyordu ki bana insanlar? Gündüzler yasal yaşam zamanlarıyken gecelerin ortak mahremiyet anları ve benim de bu mahremiyeti delen bir saygısız olduğumu hangi düzenbaz fısıldamıştı kulaklarına? Geceleri benim sokağa çıkıp kâinatın var olduğuna inanmamı sağlayan zamanlardı hâlbuki. Boş sokaklarda uzun uzun ve hangi yöne gittiğimi dahi bilmeden yürümek, yaşamı bana daha anlaşılır kılıyordu son zamanlarda. (...)
Sayfa 280 - Truva Yayınları, 2009Kitabı okudu
... Bir an elimi uzatıp dikkatlerini çekerek vedalaşacak gibi oldum, aynı saniyede geri çektim. Sessiz bir ayrılık benim adıma daha çekiciydi.
Sayfa 84 - Truva Yayınları, 2009Kitabı okudu
Yanlış sorular sorarsan doğru cevabı bulamazsın!
Reklam
Madem beraber yaşıyoruz bu yaşanılması zor dünyada, o halde beraber karşı gelmeliyiz zor dünyanın tüm bu zorluklarına.
Kendimi komedi-dram oyununun başrolünde hissettim; bana gülen seyirci, bir yandan da için için hâlime üzülüyordu.
Bütün hikayelerin mutlu sonla bittiğini sanırdım.
Sayfa 163Kitabı okudu
Sonsuz bilinmeyenli bir denklemin en önemli parçasıydım. Çözüm yolunu bulamasam da denklemin sonucunu biliyordum.
Reklam
Bu kadarıyla kalmayacaktı elbette söylenmesi gerekenler , havada kalmayacaktı sözler , yutulmamalıydı yutulmaması gereken tüm harfler. Sessiz harflerin bile seslenmesi gereken vakit işte tam bu vakitti.
Sayfa 103Kitabı okudu
Beri beynime görünmez bir metot sayesinde sızmış gibi yabancı bir ses işittim kafamın içinde: İçimdeki olasılıklara olasılık ekleyen, fitne tohumları eken bir ses. Tamamen yabancı değildi bu ses ancak tanıdık da değildi. Duyuyordum galiba bu sesi zaman zaman; kimin sesi olduğunu bilmesem de hükmediyordu istediğinde düşüncelerime.
Sayfa 108Kitabı okudu
İçimdeki belirsizlikten, boşluktan kopup gelen ve kalbimde hayat bulan bir düşünce olmalıydı.
Ne garip... Kendi hakkımda herkesten fazlaca bildiğim tek şey hafızamı kaybettiğim, dolayısıyla hiçbir şey bilmediğimdi!
Kör karanlığın içinde ilerliyor beyaz ışık topu. Bir nokta kadar ufak, karanlığın esir ettiği âlemde. Önceleri ipin üzerindeymiş gibi yolunu şaşırmadan gidiyor, sonra yalpalıyor hafif hafif. Yalnızca ondan saçılan cansız ışınla aydınlanıyor dünya. İvme kaybediyor biraz sonra. Düşüyor... Yere değer değmez müthiş bir alev topu yükseliyor. Dünya aydınlanırken, benim dünyam yokluğa yelken açıyor... İşte o saniye anlıyorum ki derin bir uykuya yatıyorum. Ve gözlerim açılıyor aynı anda... Acıyla... Alevlerin arasından sadece kendim duyuyorum son sözlerimi. "Ben hiç doğmamalıymışım!”
Sayfa 327 - TruvaKitabı okudu
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.