Ah canım Dostoyevski.
Rusya’da o dönemde yaşanan Çarlık rejimi baskısına karşı yükselen direniş sesleri hakimdi ve Dostoyevski bir takım olaylara karıştığı düşünülerek tutuklandı ve hapse gönderildi; idamın kıyısından döndü ve Sibirya’ya sürgün edilen Rus yazarları arasına girdi. Bu dönem, yazarın edebî anlamda en önemli dönemiydi. Sürgün edilişi ve ölümün soğuk ve karanlık dokunuşundan son anda kurtulması, insanın kalbinin derinliklerine işleyen o değerli cümlelerin ve başyapıtların yazılmasına fayda sağlamıştır.
Sanıyorum ki bu dönemlerinde yaşadıklarını bu kitabında konu alıyor. Tahmin edeceğiniz üzere kitap hapishaneyi ve mahkumları konu alıyor. Ne kadar mahkum da olsa suç işlemiş de olsa bireylerin ahlakına, anlayışlarına, sevgilerine, dinlerine bağımlılıklarına değinen yazarımız kitapta mahkumların kendi hayat öykülerinden de bahsediyor.
Dostoyevski'nin dilini bilmeyen anlatımını benimsemeyenler bi müddet sıkılabilir fakat okumaya devam edilirse Dostoyevski gayet güzel bi eser sunuyor bize.
Dostoyevski'yi eşleştirmek bize düşmez... seviyoruz ve okuyoruz :)