İnsanlar ölümün gelip yaklaştığını anladıkları zaman huzûr-ı ilâhîye pâk bir nâsiye ve nezîh bir kalb ile çıkmağa hazır olmak için du’â ve niyâza tövbe ve istiğfâra başlarlar. Fakat hakîkat şudur ki biz her gün, her sâ‘at, her ân azar azar ölmekte ve her dakîka tamâmiyle ölüm karşısında ölüme müsta‘id bir hâlde bulunuyoruz.