Ölüm Defteri

Kevin Brooks

Ölüm Defteri Gönderileri

Ölüm Defteri kitaplarını, Ölüm Defteri sözleri ve alıntılarını, Ölüm Defteri yazarlarını, Ölüm Defteri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O'nun için.
"Bize neden bunu yapıyor, Linus?" dedi gözünden akan bir damla yaşı silerek. "Neden bu kadar kötü?" "Bilmiyorum. Bazı insanlar böyledir sanırım. Kötü olmayı severler." "Neden?" "Bilmiyorum."
297 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Kör olduğunu sandım beni öyle kandırdı." 16 yaşında evden kaçan Linus'un yeryüzündeki son sözleri gibi Linus kaçırıldıktan sonra kendini bodrumvari bir yerde buluyor.6 odanın,1 mutfağın,ve 1 asansörün bulunduğu bir bodrum hayal edin.Ve 6 tane defter ve 6 tane kalem.Her şeyden 6 tane var. Zamanla diğer insanlarda kaçırılıyor, uyandıklarında kendilerini burada buluyorlar. Farklı ırktan, farklı yaştan bu 6 insanın buradan kaçmaları gerekiyor. Sonrası için çok geç olabilir. Kitapta sevmediğim tek yer karakter derinliğinin olmayışı. Linus her şeyi anlatıyor, mahzende olanları,neler hissettiğini ama diğer karakterler hakkında bir fikrimiz olmuyor. Kitabın kısa oluşu ve akılda çoğu soruların kalmasına sebep kitabın sonunu merak ediyor insan sanki yarım kalmış yazar senin devam etmeni bekler gibi fazla merak uyandırıcı bir kitap yinede güzeldi..
Ölüm Defteri
Ölüm DefteriKevin Brooks · GO! Kitap · 2017321 okunma
Reklam
Pekâlâ, şöyle bir şeyden bahsediyorum. Elinde geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek var, tamam mı? Zamansal, tüm sahip olduğun şey bu. Önce, şu an, sonra. Geçmiş geçip gitti. Geçmişte var olamazsın, öyle değil mi? Gelecek henüz gerçekleşmedi. Bu durumda elinde yalnızca şimdiki zaman var. Şu an. Ama bunu düşünürsen, kendine şimdiki zamanın aslında ne olduğunu, ne zaman olduğunu sorarsan... Yani şimdiki zaman ne kadar sürer? Bir saniye mi? Yarım saniye mi? Çeyrek saniye mi? Saniyenin sekizde biri kadar mı? Sonsuza dek yarı yarıya bölme işlemine devam edebilirsin, tekrar, tekrar ve tekrar bölersin. Bunu zamanın inanılmaz küçük bir dilimine kadar çekebilirsin, bir nanosaniyenin zibilyonda birine kadar ve hâlâ bölmeye devam edebilirsin. Ölçülemeyecek kadar küçük bir zaman diliminde nasıl var olabiliyorsun? Var olamazsın, öyle değil mi? İçinde yaşanmayacak kadar küçük. Göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidiyor. Eğer şu anda var olamıyorsan gelecekte veya geçmişte de var olamazsın. Öyleyse ne zaman, hangi ara var oluyorsun?
Hiçbir şey dayanılmaz değildir. Dayanılmaz katlanılamaz anlamına gelir. Eğer bir şeye katlanamıyorsan ölürsün. Eğer seni öldürmüyorsa o şeye katlanmışsındır. Öyle değil mi? Bu dayanılmaz bir şey olamaz. Hayatta olduğum sürece buna dayanıyorum. Ve beni gerçekten öldürse bile bana ne? Zaten ölmüş olacağım. Katlanılacak hiçbir şey olmayacak. Tabii cehennem denen bir yer gerçekten de yoksa. İşte bu korkutucu bir fikir. Sonsuza dek sürecek olan ateş ve cehennem azabı, iblisler, yabalar, kızgın kömürler... Tanrım, bunu düşünsene bir! Tüm ömrünü cennet ve cehennem fikrine gülerek geçiriyorsun, sonra bir gün ölüyorsun ve her şey bitti sanıyorsun ama aslında bitmemiş. Gerçekten de cehennem varmış. Gerçekmiş. Gerçek. Ve işte oradasın, şeytan tarafından yakılıp lanetleniyorsun, çığlık atan gulyabaniler gözlerini oyuyor. Bu ne kadar rahatsız edici olabilir ki?
Hiçbir anlama gelmiyor. Rüyalar hiçbir zaman bir anlama gelmez. Tüm anlamı her şeyin aynı olduğudur. Okul, sokaklar, deli adamlar, dilenciler, hayvanlar, ben... Hepimiz değişmeden aynı şekilde duruyoruz. Hepimizin yeri doldurulabilir.
umursanmamak çok zor. seni ağlatmaya yetecek kadar zor.
Reklam
337 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.