Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ölüm Odası - B-Yedi / Matla Beyitler

Salih Mirzabeyoğlu

Ölüm Odası - B-Yedi / Matla Beyitler Sözleri ve Alıntıları

Ölüm Odası - B-Yedi / Matla Beyitler sözleri ve alıntılarını, Ölüm Odası - B-Yedi / Matla Beyitler kitap alıntılarını, Ölüm Odası - B-Yedi / Matla Beyitler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ŞİİR: SAKLAMA SANATI...
- " (...) Ehlinin çözebileceği ve anlayabileceği, şiirden misâl, bir “saklama sanatı”dır; saklama, Üstadım’ın verdiği misâlle, “ağzındaki şekeri güyâ saklarken yanağının şişkinliğinden belli olduğunu anlamayan çocuk gibi!” değil… Şu mevzuda şöyle, bu mevzuda böyle, meseleye dönünce terkib bahsinde “onun aleyhine işlemeyen” bir tahlile girer…"
Sayfa 404 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
ŞUURLUNUN ANLAMASI GEREKENLER...
- " (...) İlâhî ibdada rastgelelik yoktur; bu mânâda anlaşılmak üzere, “Hâkim, mahkûmun fiiliyle bağlıdır!”… Allah’ın ilmi -sıfatı- her şeyi ihata eder; ve “Yere göğe sığmam, mümin kulumun kalbine sığarım!” âyeti… Allah’ın bütün isimlerini ve dolayısıyla topyekûn varlığı ihata eden RAHMET sıfatı da dahil, -ve hayâl-, O’nu kuşatmaz; demek ki “Allah ve Resûlü’ne eziyet edenler” şeklindeki karşılıklı tesir ifâde eden hükümlerde “müteessir”in rastladığı nokta, “kuşatan” tâbirine giriyor; Mutlak Tevhid bakımından, o nokta da onun bilinmek üzere… “Hak benim!” misüllü sekr ânında ağızdan kaçırılan sözlerin içyüzü de budur; idrakın aczini idraka varmış ve “Allah’tan başka her şey bâtıl!” kaybolmuşluğunda olmayan bir şuurla söylenirse düpedüz küfür olan bu sözler hakkında şuurlunun anlaması gerekenlerde bunlardır!.."
Sayfa 624 - 625 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
TEFE’ÜL...
- " (...) Bir işin hayırlı olup olmadığı, uygun olup olmadığı hususunda, “Allah’a, Resulü’ne büyüklere” sığınarak, Kur’ân veya kalbin tâyin ettiği bir kitaba, gerekli duaları okuyup, dua niyetine, yahud o ânda kalbe doğan bir ihtiyaç hissettirene uyarak yapılan ve piyangodan bilet çekmeye döndürülmeyen, “bilhassa uyulmalı ve oyuncak edilmemeli” kısmeti sorma işi. Mesele, zannı’nın doğru olup olmadığında bir kuvvet arama niyetindeki sağlamlıkta; bir gaibten dileyiş.
Sayfa 485 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
ALÎ Hikmet...
- " (...) Herhangi bir mahlûkta Allah’tan şu vardır veya diğer mahlûkta da bu şey vardır denemez. Çünkü O’nun varlığı parçalanamaz ve bölünemez. “Yaradan’ın bir sırrı vardır, o da sensin!”… Eğer o sır yok olsaydı, Yaradan bâtıl olurdu, olmazdı!.."
Sayfa 414 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
PAYIN NE?..
- " (...) “Her şeye gücü yeterken, hiçbir şeye gücü yetmemek”; AKL bunun neresinde ki, kul akıl ile Allah’ı imtihan eyleye?.. [...] İlk soru: “Büyük ve küçük lâfzından hangisi daha büyük?”… KELÂM’ı kullanıyorsun da, bu bahisten payın ne?..
Sayfa 411 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
- " (...) Ölü, Allah’ın razı olmadığı hiçbir şeye razı olmaz; mutlak teslim ve nasibi olan hayatta. Allah küfre razı değildir, ama yaratmıştır; her şeyi kuşatan ve “gazabını geçen” rahmeti gereği varlığa çıkması, yaratılması gerçekleşmiş kötülükler cümlesinden… İnsan, iradesi, hürriyeti ve mesuliyeti ile onu kazanır ve “tadan-yaşamaya devam eden” nefs olarak karşılığını ahirette bulmak üzere; orada Hakk, Hakedilen üzerine kaimliği ile herkesin bileceği şekilde görünür!.."
Sayfa 377 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
*HERKES KENDİ İÇİNDE KENDİ DAĞINI KAZAR!.
Kûhken’den görünür kûhta henüz Ol ne benzer mene ânın eseri var henüz! (Fuzulî)… *** “Dağı kazan Ferhat’ın görünür dağda henüz O ne benzer bana, onun eseri var henüz!”
Sayfa 320 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
MÜLKÜN TEMELİ: ADALET...
- " (...) Bulutların üstündeki mânâsıyla MÜLK ve ADALET’in, toprak seviyeli meseleler sadedinde bir kendisine nisbetle tatbiki mânâsındaki MÜLK (Devlet) anlamını bir yana bırakarak, onu da içine alıcı ve ADLÎ’nin düsturu olmuş hakikate gelelim: “Adalet, Mülkün temelidir!”… Mülkün temeli ehemmiyeti, bize önce mütahidlerin oynadığı rolü hatırlatıyor; Mülkün temelinin sağlamlığı üzerinde olmalı ADLİYE faaliyeti -ki, HAKİKATLE hak arasında tecelli etsin Adalet- İnsan’da ve İnsan için!
Sayfa 158 - 159 İBDA YayınlarıKitabı okudu
GÜZEL KOKU...
- "İNSAN’ın bâtını, Allah’ın kendi sûreti üzere yarattığı… Hadîs: “Kişi kendini bildiğince Rabbini bilir!”… Sonsuz… Hadîs: “Bana dünyadan üç şey sevdirildi: Gözümün nuru namaz, GÜZEL KOKU ve kadın!”… Güzel kokuda, ruhun vasfı… Nasıl ki, Veys-el Karanî Hazretleri hakkında Allah Resûlü, “Bana Yemen tarafından Rahman’ın kokusu geliyor!” buyurdu… Mümkün olma özelliğiyle var olan hayat ağacı, O’nun varlığıyla görünür oldu, görünüyor ve görünecek!.."
Sayfa 15 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
GEİST ve RUH...
Almanca, GEIST: Ruh. Hayat. Kuşatan. Ân. Akıl. Zekâ. Zihin. Beyin. Espri, ruhî. Nükte. Nokta. Deha. Jeni. Hayâl. (Geist, Batı felsefesi ve ilminde, belirttiğimiz lügat temelinde hepsi kendi fikir ve ilmi renginde türemek üzere kullanılan ve İBDA Diyalektiği’nde benim “ilim malûma tâbidir” hakikati bakımından “Küllî Ruh” ve “Malûm” karşılığı olarak kullandığım…)
Sayfa 622 - 623 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
MECAZ...
- "Tabiat, maddeden insana topyekûn varlığın “zâtî mahiyeti, karakteri, huyu”dur… Küllî Ruh’un isimlerinden “Şems-i Batın”, zâhir Güneş’i kendine mecaz kılar… Mecaz, hakikate köprüdür; bu mânâda nefsin kendi de mecazdır..."
Sayfa 573 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
TARİF EDİLEMEYEN: HEBA-BOŞLUK...
- " (...) Allah’ın her isminde her ismi bulunmasına nazaran, “Allah’ın ismi ve mertebe” bahsinde geçen bütün mertebelerde bu hakikatin bulunuşuna dikkat. “Heba-boşluk”, bu izâh çerçevesinde ne “Budist boşluk”, ne de Kuantum Fiziği’ndeki boşluk ile, Kâinat’ın tab’ olduğu mânâsıyla da aynı değildir. Bu hususta hatırlayacağınız hakikat, onlarla sadece lâfız birliğine dair: “Boşluk bir kuvve olmakla birlikte, ona varlık da diyemeyiz; varlıktan maddeyi anlıyorsak, o hiçbir ölçülüp biçilebilire gelmeme anlamında müşahhas değildir!”… Kuantum Fiziği ve Budizm, onu şöyle tarif ediyor: “Onu hiçlik olarak adlandırmak da aynı ölçüde yanlıştır. En iyisi tariflerden uzak durmaktır. Her şeyin temeli odur!”…
Sayfa 513 - 514 İBDA YayınlarıKitabı okudu
EZELDEN EZELE...
- " (...) “Allah, insanın bâtınını kendi bilinemez olan suret sıfatından yarattı!”… LÂYABGİYAN sırrı, hakikatini Allah’tan başka hiç kimsenin bilmediği RUH hakikatinin belirttiği Mutlak Tevhid’in yanında, “Mutlak tevhid mümkün değildir!” hakikatinin belirttiği nefsteki Tevhid’e bunu söyletendir. Demek ki, varlığın başlangıcına doğru, Allah yönünden mahlûk olmayan ve insan nefsine nisbetle mahlûk olan ruh, nefsin mahiyetine nisbetle bir MELEZ olan EZEL’e doğru o hep EZEL olmak üzere -TEVHİD’te olmak üzere- sonsuz gidişe adaydır. Ruh’un Allah yönü ile mahlûk yönü neftse bir ikilik, bundan doğan TEVHİD kendi tekâmülünde EZEL’i de doğdukları ile vasıflandırıyor: Ezel’den Ezel’e…"
Sayfa 261 - 262 İBDA YayınlarıKitabı okudu
KADER SIRRI...
- "Peşin olarak bildirelim ki, herkesin kendi hayatından kolayca bilebileceği üzere, hiçbir insan ne zaman, hangi ana babadan doğacağı ve hangi şartlarla kuşatılacağı hakkında bir rey sahibi olarak dünyaya gelmedi; bu bir "bilinmez" kader sırrıdır..."
Sayfa 62 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
DÜŞÜNCE ve RUH VÜCUDUN HER YERİNDEDİR...
- " (...) MEVLÂNA Celâleddin-i Rumî’nin CAN’ı, suya düşmüş ışığın kepçeyle tutulamaz oluşuna benzetmesi gibi, düşünce ve ruh hakkında merkez organlar belirtilse bile, düşünce ve ruh vücudun her yerindedir…"
Sayfa 131 - İBDA YayınlarıKitabı okudu
487 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.