Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ölüm ve Sonrası

Mehmed Paksu

Ölüm ve Sonrası Sözleri ve Alıntıları

Ölüm ve Sonrası sözleri ve alıntılarını, Ölüm ve Sonrası kitap alıntılarını, Ölüm ve Sonrası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bediüzzaman'ın güzel bir sözü vardır: "Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz cenupta, birimiz şimalde, birimiz âhirette, birimiz dünyada da olsak biz yine birbirimizle beraberiz." Müminler nerede olursa olsunlar beraberdirler. Çünkü en büyük bağ, iman bağıdır. Bu bağ için hiçbir şey engel değildir. Ne ölüm engeldir, ne de kabir ve âhiret.
E-Book
Bana Ağlama!
Öldüğüm gün tabutum yürüyünce, bende bu dünya derdi var sanma. Bana ağlama! ‘Yazık yazık, vah vah!’ deme. Şeytanın tuzağına düşersen ‘Vah vah’ın sırası o zamandır. ‘Yazık yazık!’ o zaman denir. Cenazemi gördüğün zaman ‘Ayrılık, ayrılık!’ deme. Benim buluşmam, görüşmem o zamandır. Beni mezara koyunca, ‘Elveda!’ demeye kalkışma. Mezar, cennet topluluğunun perdesidir.
Sayfa 30
Reklam
Büyük velilerden Hz. Beşşar, Rabiatül Adeviye’ye çok dua ederdi. Bir gece rüyasında görür ve o kendisine şöyle der: "Ey Beşşar! Gönderdiğin hediyeler nurlu tabaklar üstünde, ipek mendillerle örtülü olarak bize geliyor." "Bu nasıl oluyor?” dedim. "Bu hediyeler hayattaki müminlerin duasıdır. Onlar ölülere dua ettikleri zaman, o dua ipek mendillerle örtülmüş nurlu tabaklar üstüne konulur. Sonra hangi ölü için dua edilmişse ona getirilir ve 'Bu dua, falanın sana gönderdiği hediyedir' denilir.”
E-Book
Ölüm Dostu Dosta Kavuşturur
Hz. Azrail, Hz. İbrahim'in (a.s.) ruhunu almak için görevlendirildiği zaman huzuruna varır. Hz. İbrahim durumu anlayınca sorar: "Sen hiç dostunun ruhunu alan bir dost gördün mü?" Bu suale bir cevap veremeyen ölüm meleği hemen Rabbinin huzuruna çıkar ve durumu arz eder. Cenab-ı Hak, Hz. Azrail'e (a.s.) şöyle buyurur: "Ya İbrahim, dostuna kavuşmak istemeyen bir dost gördün mü?" Hz. Azrail, Hz. İbrahim'in (a.s.) yanına gelir ve Cenab-ı Hakk'ın kendisine olan hitabını hatırlatır. Bunun üzerine Hz. İbrahim, “Öyleyse şimdi canımı al" deyiverir.
Sayfa 43 - E-Book
Hz. Ali (r.a) bir hutbesinde şöyle sesleniyordu: "Ey Allah'ın kulları! Ölüme dikkat, ölüme dikkat! Ondan kurtuluş yoktur.Ona karşı çıksanız, sizi kıskıvrak yakalar. Kaçsanız,peşinizden yetişir. Ölüm sizin alınlarınıza bağlıdır. Acele edin, acele edin! Ölüme çabuk hazırlanın. Zira arkanızda size talip olan hırslı biri var. O kabirdir. Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur...
Sayfa 160Kitabı okudu
Din Kardeşliği ♡
İmam Beyhakî, Hz. Ali'den (r.a.) şu rivayeti kaydeder: "Müminlerden biri vefat etti. Cennetle müjdelenince dünyadaki dostunu hatırladı ve onun için şöyle dua etti: "Ya Rab, falan dostum Sana ve Resulüne itaat etmem için bana nasihatte bulunuyordu. Hayrı işlemem, kötülükten sakınmamı öğütlerdi. Huzurunuza varacağımı hatırlatırdı. Benden sonra onu dalalete götürme! Bana gösterdiğin keremini ona da göster. Benden razı olduğun gibi ondan da razı ol.’ Bu dostu da ölünce Allah ikisinin ruhunu bir araya getirdi ve ‘Birbirinizi övün' dedi. Onlar da birbirleri için 'Ne iyi kardeş, ne iyi arkadaş ve ne iyi dostsun' dediler.
Reklam
Kabir ehline dua etmek...
Adamın biri sık sık mezarlığa gidip gelirdi. Bütün cenazelerin namazlarını kılar, akşam olunca da kabirlerinin başına varıp şöyle derdi: “Allah vahşet ve yalnızlığınızı ünsiyete çevirsin... Garipliğinize merhamet etsin. Günahlarınızı affetsin. İyiliklerinizi kabul etsin.” Bu sözlerden başka da bir şey söylemezdi. Bir defasında o zat şunları anlattı: "Bir akşam kabristana uğramadan evime gittim. Rüyamda büyük bir topluluk gördüm. Sordum: 'Kimsiniz, ne işiniz var, niye geldiniz?' 'Biz kabir ehliyiz' dediler. ‘Peki, neden geldiniz?' dedim. "Sen her gün evine dönerken bizi hediyeye alıştırdın, fakat bugün vermedin.' 'Ne hediyesi?' dedim. 'Bize ettiğin dualardır' dediler. "Öyle ise' dedim, 'size hediye vermeye devam edeceğim. Ondan sonra bir daha onları duasız bırakmadım.”
Cabir bin Abdullah'ın rivayetine göre Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: "Mümin kabre girdiği zaman güneş ona batmak üzere bulunduğu şekilde gösterilir. (Yani ona akşam namazının vakti girmiş gibi bir manzara gösterilir.) Bunun üzerine ölü oturup ellerini gözlerine sürer ve şöyle der: ‘Bırakın beni, namaz kılayım.’” (İbn-i Mace, Zühd 32)
E-Book
Ne güzel olur, ölüm sekerâtı bana kolaylaşsa. Çünkü bu kolaylık mü'minin dünyada aldığı en son ücrettir.
Montaigne’nin dediği gibi, “Ölümün bizi nerede beklediği belli değil. İyisi mi biz onu her yerde bekleyelim.”
Reklam
İnsan bazen gençliğine güvenir ve ölümü uzak görür. Halbuki bu zavallı adam memleketindeki ihtiyarların gençlerin onda birinden az olduklarını, bunun sebebinin ölümün genç yaşta daha çok olmasından ileri geldiğini düşünemez. Bir ihtiyar ölünceye kadar bin tane çocuk ve genç ölür.
Bir gün İbn-i Muti evine baktı ve evi hoşuna gitti. Sonra, ‘Vallahi, ölüm olmasa, seninle sevinir ve eğer dar olan mezara gitmeyecek olsam, dünyalıktan hoşlanırım. Fakat şimdi bunların hepsi boş şeylerdir’ diyerek yüksek sesle ağlamaya başladı.”[60]
İbrahim et-Teymî şöyle derdi:“İki şey beni dünya zevkinden ayırmıştır. Biri, ölümü hatırlamak… Diğeri de Allah huzurunda hesap vermeyi düşünmektir.”
Hz. Sumayt’in sözü: “Ölümü hatırlayan ve düşünen kimse dünyanın darlığına da, varlığına da aldırmaz."
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.