Ama yazgım üstüne düşünecek zamanım kalmadı-daireler büyük bir hızla küçülüyor-girdabın yakalayışıyla çılgınca gömülüyoruz-ve gürleyen ve kükreyen ve böğüren fırtınanın ve okyanusun ortasında gemi titriyor, ah Tanrım! ve-batıyor.
Adını koyamadığım bir duygu ruhumu ele geçirmişti. Hiçbir çözümlemeye yanıt vermeyecek, geçmiş zamanların derslerinin yetersiz kaldığı bir duygu ve korkarım ki, geleceğin de bana sunacağı bir anahtar yoktu.
Bu üçünden, bir kez elime geçirme mutluluğunu yakalarsam, en acı intikamı almaya yemin ettim ve sanırım beni bu beklentinin verdiği zevkten başka dünyada hiçbir şey, beynimi alaybozan tüfeğiyle patlatarak intihar etmek planımı hemen uygulamaya sokmaktan alıkoyamazdı.
Dünyanın gerçekleri beni hayaller kadar etkiledi, yalnızca hayaller kadar; düşler ülkesinin vahşi düşünceleri buna karşılık-gündelik varoluşumun maddi yönü değil-gerçekten de bütünüyle ve yalnızca kendi başına bir varoluş oldu.
Eyvah! eyvah! benim çünkü
Sönmüştür yaşam ışığım.
"Yeter - yeter - yeter,"
(Böyle bir dil tutar heybetli denizi
Sahildeki kumlar da),
Yıldırım çarpmış ağaç çiçek açsın,
Ya da vurulmuş kartal süzülerek yükselsin!