Ölüme Gülümseyenler

Murat Özpehlivan

Ölüme Gülümseyenler Sözleri ve Alıntıları

Ölüme Gülümseyenler sözleri ve alıntılarını, Ölüme Gülümseyenler kitap alıntılarını, Ölüme Gülümseyenler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kitap yazılır. Kimini milyonlar okur, kimiyse karlı yolda paslı durakta otobüs bekleyen bir ihtiyar gibi yalnız bir şekilde bekler tozlı rafların arasında omuz verdiği arkadaşlarıyla birlikte.
Sayfa 5
Fare gibi kaçarak ölmektense aslan gibi savaşarak ölmek daha iyidir.
Sayfa 65
Reklam
Sebep ararsan eğer, mutsuz olmak ya da kendini mutsuz etmek için yine karınca sürüsü kadar sebep bulabilirsin kendine; ancak girdiğin ve çıkacağın kesin olan odanın içinde gülümsemek ya da somurtmaktan birini tercih etmeli insan. Elbette ki Gülümsemek ve gülümsetmek... Hayat kısa bir o kadar da uzun.
Sayfa 54
Şimdi ne yapacaklarsa yapsınlar. Zamanı gelince hepsiyle tek tek hesaplaşacağım.
Sayfa 46
Dostluktu aslında sevdiren insana bir yeri. Yaşanan anılar da aslında sokakları sevdiren insana, unutulmayan anılardı.
Sayfa 38
En kötü düşman, kendisini gizleyen düşmandır.
Sayfa 110
Reklam
Ben insanlardan ihanet görmekten bıktım Seyit Ali, anlıyor musun, bıktım...
Sayfa 135
İyi ama herkes hata yapabilir. Önemli olan hatanı anlayıp özür dilemektir.
Sayfa 133
Anası yanında olanlar değer, kıymet bilin.
Boynu bükük yavru kediler gibi sokuldu anasının koynuna. Şefkat istercesine başını eğip ağlamaya başladı, anasının kollarında.
Sayfa 91
Reklam
Ayrılık zordu. Ayrılık ateşten de kordu.
Sayfa 55
Önemli olan rakibini gücünü kullanarak alt etmek değildir, aklını kullanarak alt etmektir.
Sayfa 106
Bir annenin, yavrusunu teselli eden sözleri dökülüverdi yaslı annenin dudaklarından: -Gelecek yavrum... Üzülüp ağlama, baban gelecek, diyordu yaralı ana, söylediklerine kendisi de inanmayarak...Çünkü çoktan uzanmıştı beyi diğer şehitlerin yanına boylu boyunca
Sayfa 25
"Canım acıyor, içim acıyor anlıyor musunuz?"
Yere çömelip, başını ellerinin arasına aldı ve var gücüyle haykırdı " Yeter" diye. Etraftakiler koşarak yanına gelip bir şeyi olup olmadığını sorduğunda ise başını hafifçe kaldırıp "Canım acıyor, içim acıyor anlıyor musunuz?" diyerek savuşturuyordu hepsini. Hâlâ kendinde değildi. Ne yapacağını bilemiyor, en yakın dostu, kardeşi gibi gördüğü Seyit Ali'nin omzundan vurulduğuna inanamıyordu.
Sayfa 99
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.