Dünyanın tavrı değişmiş ve zulüm görüp kovalanmaya başlayan sentor kaçıp saklanmaya mecbur kalmıştı. Başka varlıklar da aynı kaderi paylaşmışlardı: tek boynuzlu at, chimeralar, kurt adamlar, keçi ayaklı adamlar, boyları köpekten küçük, ama tilkiden büyük olan karıncalar. Bu halk on insan nesli boyunca insanlardan uzakta, terk edilmiş topraklarda yaşamıştı. Fakat zaman geçtikçe terk edilmiş topraklarda yaşamak da imkânsızlaşmış ve bu varlıklar dört bir yana dağılmıştı.
"Biz insanlar, doğamız gereği ölümlü yaratıklar olmamıza rağmen, ölümün kovanına çomak sokmadan duramayız. Bu bizim için adeta bir onur meselesidir: Mücadele etmeden teslim olsak, hemencecik pes etsek yaşamanın ne anlamı kalır ki?"
Ancak zamanlar değiştikçe arzular ve nitelikler de değişir ve arzular ne kadar kuvvetli olursa olsun kusursuz olan şeyler zamanlara yenik düşerek kusursuzluklarını kaybeder.
- Böyle aksilikler hep olmuştur. Arada sırada üretimi hataları, yanlış planlamalar, elektrik kesintileri, hammadde sıkıntıları olabilir.
...
Komşu kadınlardan biri araya girdi:
- Ama şimdiye kadar böylesine ciddi ve uzun süren bir kriz yaşamamıştık!
...
Kadının kocası:
- Hükümet olayı çözemiyorsa daha girişken bir hükümet seçmek gerek.