Toplu Eserler 11

Ölümün Anlamı

Arthur Schopenhauer

Oldest Ölümün Anlamı Posts

You can find Oldest Ölümün Anlamı books, oldest Ölümün Anlamı quotes and quotes, oldest Ölümün Anlamı authors, oldest Ölümün Anlamı reviews and reviews on 1000Kitap.
Hıristiyanların söyledikleri gibi biz dünyadayız ama dünyaya ait değiliz. Zaman mekân içerisindeki bu gelip geçici dünyada ruh için bir yurt bulmaya dönük her türlü çaba kaçınılmaz olarak daha başından başarısızlığa 12 Yakın Dönem Batı Felsefesinde Ölüm Fikri uğrar. Ve bunun sebebi hadiselerin akışının, öyle roman­ tiklerin düşündüğü gibi aklın fevkinde veya Kant felsefe­ sinde olduğu gibi akıldan saklı olması değil, fakat esas itibariyle anlaşılmaz olmasıdır.
Kendinizi yabancı hissediyorsunuz, dahası içten içe her zamanki ruh haline yabancı büyük bir boşluk veya derin bir uçurum sezinliyorsunuz. Bunlar varoluşçulara göre tekinsiz tecrübelerdir ve gerçekliğin en iç özünü ifşa ederler. Böyle zamanlarda hissettiğimiz derin bir sıkıntı yahut endişe duygusudur; belli bir şekilde hiçbir şey ama genelde her şey bizi tehdit eder ve bunaltır. İçimiz kaygı ve endişeyle dolar, varoluşçulara göre bu metafi­ zik kökleri olan psikolojik bir durumdur.2 Eğer birisi bu tekinsizlik duygusuyla bunaldığımızda bizi bunaltıp sıka­ nın ne olduğunu soracak olursa muhtemelen şu cevabı veririz: "Hiçbir şey". Bu sözcükler sandığımızdan daha doğrudur. Çünkü bizi sıkıp bunaltan şey, varlığın sınırsız gücü ve doluluğuyla tutulup desteklenmiyor olduğumu­ zun temel sezgisidir.
Reklam
Kaygı herhangi bir şeyi öncelemez; o hiçliğin hakika­ tini ifşa eder ve diğer bütün hakikatlere dair algımızın temelini teşkil eder. Jaspers'in söylediği gibi: "Eğer biz zorluklara göğüs gerip dünyanın hakikatine ulaşırsak dünyanın dipsiz karakteri bize ifşa olacaktır.
Geçmiş ve gelecek bilincimiz­ de şimdi içerisinde ve gerçek anlamda yalnızca orada taşınır. Geçmiş, "olmuş" şimdimiz üzerinde sınırlayıcı bir ağırlık, gelecek, "henüz değil" özgürleştirici, serbest bırakıcı güç işlevi görür. Bir başka ifadeyle gelecek eğer dışımızdaki, takvim veya saat zamanı olarak değil tecrü­ be edilmiş zaman dilimi olarak şimdinin bir parçası gibi anlaşılırsa özgürleştirici olabilir.
Ölüm öyle görünüyor ki insanın sahip olduğu bütün saklı imkânlar ve hayaller ile alay eder. O biyolojik bir son­ dan daha fazlası olduğu kadarıyla önümüzde tam sayı olarak ifade edilemeyen kör bir asam olarak durur.
Doğanın hakiki simgesi her yerde her zaman dairedir, çünkü o yinelenmenin kalıbıdır; esasen bu doğadaki en genel formdur. Çünkü doğa gökcisimlerinin deveranından organik varlıkların doğum ve ölümüne kadar her şeyde onu müessir kılar. Zaman ve onun içindeki her şeyin dur durak bilmeyen akışında ardı arkası kesilmeyen bir varoluş yani doğa ancak böyle mümkün hale gelir
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.