Bir adam var ve bir otel..
Otel demeye bin şahit lazım orası ayrı. Ne odası oda , ne kapısı kapı , ne penceresi pencere. Kitap bölüm bölüm ve her bölümde karakterimizin bir yalanını dinleyip sonrasında pat diye yalanı yaşarken buluyoruz kendimizi. Bazen de yalan değil hayalin içinde.. Ben beğendim. Dili çok sade , basit , düz ve oldukça anlaşılır. İlk 2 ya da 3 bölümde , ben ne okuyorum , hissine kapıldım ama sonrasında aşırı sardı ve içine çekti kitap. Keyifle okudum , her bölüm ayrı macera gibi geldi bana. Yeri geldi kar tanesiyle konuştuk yeri geldi güneşe sitem ettik. Hiç var olmayan bir kadını sevdik , hiç olmayan nişanlımızı tiyatroya götürdük , hiç var olmayan çocuğa kek ikram edilişini izledik , su yeşili bir çift çorap için mağaza mağaza gezdik , yaşlı ve kamburlu birinden sağlam dayak yedik , zengin bir hanımın arabasına binip iki kızıyla beraber kaçtık , otel penceresinin karşısındaki evde ölen yaşlı adamın olmayan kolonya şişesi koleksiyonunu temizledik , otelin cıvık resepsiyonistiyle gereksiz muhabbetler ettik , biftek alabilmek için para kazanmaya onun için de mağaza sahibini camlarını yıkatmasına ikna ettik.. Ve daha neler neler..
Bu kitap aşırı dikkatimi çekmişti. Gerek ismi gerek kapak tasarımıyla.. Tam olarak ne beklediğimi bilmiyordum ama şuan gayet memnunum.