2 Cilt Takım

Ömer Seyfettin Hikayeleri

Ömer Seyfettin
İnsanın birdenbire bütün ümitleri, bütün zevki, bütün neşesi kaybolur. Gözünün önünde hayat, hava , ufuk her şey kararır. Dostlar düşman görünür. Sevgililerden nefret edilir… ben işte sinir denilen bu ateşsiz cehennemin içine düşünce kendimi kırlara atarım.
"Onun düşüncesine göre, kitaplar gerçeğin üstüne gelişigüzel yığılmış birtakım zarif, süslü, değerli kerpiçlerdi. Bu kerpiçleri toplayıp bir yana atmayan, mümkün değil, gerçeği göremezdi."
Sayfa 13 - Mermer TezgâhKitabı okudu
"Fakat, bunun gibi, hayattaki her gülünç şeyin altında görünmez bir acı gerçek yok mudur?"
Sayfa 57 - FalakaKitabı okudu
"Gözle kulak onca birer yalan kovuğuydu. Yalanlar hep bize bu dört kapıdan girerdi. Fakat el... fakat duyarga, hiç dolma yutmazdı. Bütün hurafeler, batıl inanışlar belleğimize saldırmak için gözle kulağa koşardı."
Sayfa 86 - Perili KöşkKitabı okudu
"Dünya değişti. Eski günler geçti. Merhamet, mürüvvet, insaniyet kalmadı. Herkes keyfinde, eğlencesinde, kimse kimseyi düşünmez oldu. Bu ne haldir?"
Terakki
"Kula kul olmak"fani dünyada "birisine minnettar kalmak"azapların en ağırıydı.
"Şans" onca "mehtap" gibi bir şeydi. Doğdu mu doğardı. Doğmadı mı inat beyhudeydi.
Düşünme Zamanı
Sancağı göstererek: -Şehit olursam bunu üstüme örtün!Vatan al bayrağın dalgalandığı yer değil midir
:D
Ah siz Türkler, vücut için, hayat için ne kadar lüzumlu olan organlarını keser, görevlerini bozarsınız! dedi. - Ne gibi? - Mesela koltuğunuzun altındaki kılları kesersiniz. - Onların görevi ne? - Burnunun içindeki, kulağın içindeki kıllar gibi onun da görevi var. Koltuğun altında adale yoktur. Yalnız ince bir deri. Halbuki ciğerlerin uçları burada. Soğuktan, sıcaktan ciğerleri korumak için tabiat, oraya doğal bir kürk koydu...
Resim