Zaman, akrebin koynuna günleri saplamış; yelkovanın bağrına hazin bir örtü sermişti. Güneş, göğün yakalarını yakmış, ay buna boyun eğercesine sessizliğe gömülmüştü. Kalbimin tuttuğu yasa, benliğim eşlik ederek içimde savrulan ölü anıları dar ağacına yatırıyordu.