Ömrümün İlk 65 Yılı

Yağmur Atsız

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ders vermiyorum. Anlatıyorum.
. Ne demiş Monsieur de Monteigne: " Je ne renseigne pas! Je raconte!" (Ders vermiyorum. Anlatıyorum.) .
BİR VAK'A: ZÜLFÜ LİVÂNELİ
. Doymaz ego demişdim... O ego son nefesine kadar da doymayacak emînim. Oysa buna ne ihtiyâcı vardı ki ve ne ihtiyâcı var? Gerçekten değerli eserler vermiş bir müzisyen, sempatik, nüktedan... Kimse ondan diploma miploma sormamışdır hiç... Zâten ülkemizde tahsilli olmadıkları halde sanat ve edebiyat alanlarında çok yüksek yerlere varmış insanlar az değildir... ''Autodidaktlar''... [...] Fakat psikolojik problemlerin mantıklı izahı mümkin değil tabii... Bu durumda ona ömrü boyunca süzümona en yakın arkadaşlarını harcarken aslında kendini harcadığını anlatmak da imkansız... Zülfü dendi mi ben 20 senedir dâimâ ''Cyrano de Bergerac''ın o hârikulâde ''Vedâ Tiradı''ından iki mısrâı hatırlarım: Rahmetlinin Cyrano de Bergerac'dı adı, Her şey olayım derken hiçbir şey olamadı. Ama arada çok önemli bir fark var: Cyrano vuruşarak yaşamış ve vuruşarak ölmüşdür. Zülfü'nün ise vuruşmakdan ödü patlar... Zülfü bir vak'adır... .
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Kimbilir Atsız'ın hayâtında en yakınlarının dahi bilmediği daha neler vardı? Gönül isterdi ki en azından gençler, onyıllardır doksandokuzluk tesbih çeker gibi "Atsız çok büyük adamdı!" demekden öteye pek de bir şey yapmayan ağabeylerinden farklı olarak kolları sıvayıp 'Acabâ Atsız gerçekden büyük adam mıydı ve öyle idiyse neden büyük adamdı?' sorusuna cevap arama zahmetine katlansınlar...
Sayfa 102Kitabı okudu
İstikbâlimizi mâzimizde arayarak bir yere varamayız. Bu konuya ilgi duyanlara, Değerli Ağabeyim Yılmaz Öztuna'nın "Türk Târihi'nden Portreler" (“Ötüken Yayınları", 1998), adlı eserinden "Nihâl Atsız" Bahsi'ni okumalarını tavsiye edebilirim. Orada, diğerleri meyânında şu satırlar da yer alır: "Atsız 1945'den önce şüphesiz Türk Irkçısı idi. (/) Atsız'ı ırkçılığa sürükleyen, Türkiye'deki azınlıkların ırkçılığı olmuşdur.
Orhan Amca'yla Atsız '' Dünya Güzeli'' Neşvet Hanım için, o sıralar Yahyâ Kemâl Bey'in dillere destân olan ''Mehlikaa Sultan'' adlı şiirinden esinlenerek bir nazire yazmışlar. Bilirsiniz ki o şiirin ojinali şöyle başlar: Mehlikaa Sultan'a âşık yedi genç Gece şehrin kapısından çıkdı Mehlikaa Sultan'a âşık yedi genç Karasevdâlı birer
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.