Yirminci asırda dünya bilgi çağını yaşamıştır. Ama bilginin ve bilginin getirdiği teknolojinin insanı mutlu etmeye yetmediğini görüp arayışlara girmiştir.
Bugün herkesin kabul ettiği bir gerçek şudur ki: "İnsanlık bilgiye değil, bilgeliğe ihtiyaç duymaktadır." Dolayısıyla 21. yüzyılla beraber "bilmeler" dıştan içe doğru çevrilmeye yönlenmiş, "insanı tanıma ön plana çıkarılmaya başlanmıştır.
Ancak insanlık "sağlam kulpa/Kuran'a" sarılmadığı müddetçe doğruyu bulamayacak, yalpalayıp duracaktır ve nitekim öyle de olmaktadır.
Eğitim; ilmi hayata taşımanın, insan yetiştirmenin adıdır. Asıl mesele bilgi de yükselmek, harika teknolojik buluşlar yapmak değil, kemalde yükselmek, kamil insanlar yetiştirmektir..
Materyalizmin hakim olduğu arzda ilim ve teknolojiyle beraber zulüm de en büyük zirveyi gördü. Çünkü insanlık en değerli hazinesini, vicdanını yitirmişti.