Bir kitap ancak bu kadar duygudan yoksun olabilirdi herhalde ya. Aşkmış, pişmanlıkmış, noel neşesiymiş, samimiyetmiş... Bunların hiçbirini hissetmedim kitabı okuduğum süre boyunca. Ayrıca esas çiftin çok uyumsuz olduğunu düşündüm ve aralarındaki ilişkiyi de inanılmaz yüzeysel buldum.
Julia'nın, sırf Cain somurtkan ve huysuz diye onu iyi biri yapmayı kendine görev edinmesine ise inanamadım. Çok sosyal olmayan ve içine kapanık insanlar, Julia gibi yüce gönüllü ve iyilik meleği gibi olan insanlar tarafından iyileştirilmeli, daha doğrusu iyilikle öldürülmeliymiş! Ay bu kaçıncı seviye saçmalık acaba? Herkes her daim neşeli, cıvıl cıvıl ve mutlu olmak zorunda mı? Eğer böyle değillerse kötü insanlar mı oluyorlar? Cain'i savunduğumdan falan değil, bir hâyli kaba ve saçma tavırları vardı onun da. Ama Julia'nın; birkaç kez gördüğü bir adam hakkında hüküm verip, onu değiştirmeye çalışıp bu uğurda adamın en özeline girmesi ve günün sonunda olay patladığında bir de üste çıkmaya çalışması hadsizlikten başka bir şey değil. Çok yapmacık olan büyükbaba ne derse desin, Julia bu olayda haksız olan taraf benim için.