Bugün fıkhımızda önem arz eden kavramlardan biri de, "öncelikler fıkhı" (fıkhu’l-evleviyyât) kavramıdır. Buna "Amellerin Mertebeleri Fıkhı" (fıkhu merâtibi’l-a’mâl) de denilebilir. Bu tabirle kastedilen, hüküm, değer ve amellerden her birinin adalet ölçüsüyle kendi sırasına konmasıdır. Daha sonra vahiy ve akıl nurunun -ki bu "nûr üstüne nûrdur" (Nûr, 24:35)- ilettiği sahîh şer’î ölçülere dayanarak bu hususlarda daha öncelikli olan diğerine takdim edilir. Mühim olmayan mühim olana, mühim olan daha mühime; tercih edilmeyen tercih edilene, faziletçe üstün olmayan üstün olana veya daha üstün olana takdim edilmez. Aksine takdim hakkı olan öne alınır, geri bırakılması gereken geri bırakılır, küçük meseleler büyütülmez, önemli olan basite alınmaz. Zarar vermeden ve haddi aşmadan, her şey en doğru kıstas ile yerli yerine konulur. Din nazarında değerler, hükümler, ameller ve teklifler birbirinden oldukça farklıdır. Kısacası hepsi aynı mertebede değildir.
Ünlü fakih Yusuf Karadavî aynı esaslara dikkat çektiği bu eserinde, önceliklerin gözetilmesini dinin doğru anlaşılması için şart saymıştır. Eserde önceleme anlayışının gerekliliği ispat edilmiş, bu yöndeki ihmallerin kötü sonuçlarına işaret edilmiş ve pek çok alandaki önceliğe örneklerle yer verilmişti