Bu bir futbol hikayesi değildir. Bir hüsranın hikayesidir belki. Belki de bir itirafın. Ases benim bir tarafımdır. Madem ki Ases'i seçiyorum o halde henüz kurtulabilirim. Ases benim doğmamış oğlum. Ases benim içimdeki ukde. Belki sizin de.
Ben de Ases olmak istedim. Olur gibi oldum. Olamadım.
Yazarlık nedir? Bir hüsran avuntusu. Bütün hüsranların avuntusu. Yazarlık bir narsis kompleksi: " Bak ben yazdım. Ne maarifetlerim var benim. Okuyun beni. Beğenin zekâmı, buluşlarımı" demek. Sade yazarlık mı? Aktörlük, askerlik, politikacılık, işadamlığı: hırs olmadan, beğenilmek hevesi olmadan yapılır mı?
Oysa Ases begenilmeye bosvermiştir. Ases bir oyunu oyun olarak almış, mutluluğunu bunda bulmuştur, gerisine aldırmadan. Ases'i seviş, bu bakıma benim için, belki sizin için de, hâlâ bir imkandır. Bir kusurunu biliştir hiç değilse. Dürüstlüğümüzün bir kırıntısı.