-Ey Âişe! Ben senin, benden memnun olduğun zamanı ve bana karşı Öfkeli bulunduğun vakti pekala bilirim, buyurdu.
-Ya Resûlullah! Sen bunu nereden bilebiliyorsun? dedim.
- benden razı ve memnun olduğunda (bir şeyi reddederken) Lâ ve Rabbi Muhammedin= Muhammed'in Rabbi hakkı için öyle değildir! diyorsun. Bana karşı kızgın olduğun zaman da, La ve Rabbi İbrâhim= İbrahim'in Rabbi hakkı için öyle değildir! diyorsun buyurdu.
-Evet yâ Resûlullah vallahi öyledir. Fakat ben öfkeliyken senin yalnızca ismini terkediyorum. Sevgin ise her zaman gönlümdedir.
Ben Resûlullah (s.a.v) Allah'ın yasakları çiğnenmediği müddetçe, kendisine yapılan bir zulüm ve haksızlıktan ötürü kendi nefsi için intikam aldığını görmedim.
Ben istiğfar edip etmemek arasında serbest bırakıldım ve onun için istiğfar etmeyi tercih ettim, zira benim için âyet-i kerimede "(Ey Muhammed!) Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için yetmiş kez af dilesen de Allah onları asla affetmeyecek. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmelerinden ötürüdür. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez" buyruldu. Eğer yetmiş defadan daha fazla istiğfar ettiğimde onun affedileceğini bilsem bunu yapardım, dedi.