Baştan söylemeliyim ki kitabın dili akıcı ve kendini okutan türde bir kitap fakat kitap içinde kitap var gibi başka hikayelerle birlikte işlenmiş. Kitaptaki hikayeler birbirine bağlanacak gibi ama bambaşka bir şeyi anlatıyor bambaşka kişiler var. Nasıl birbirine bağlanacak neyle bir sonu olacak diye düşünmekten de kendinizi alamıyorsunuz. Yazarımız hikayeleri birbirine bağlıyor ama kitabın sonuna geldiğimde daha farklı bir son bu şekilde bitse bile daha derinlemesine işlenmiş bir son isterdim. Bu son biraz bu kasar yeter bitireyim artık der gibi olmuş bence. Kitap bunun dışında keyifli ve heyecanlı okunuyor her bölüm birbirinden farklı ve ince işlenmiş iyi bir hayal gücü aslında düşündüğümüzde gerçekte olan yada olması muhtemel şeyler fantastik unsurlar olarak olarak göstermiş bence başarılı bir çalışma. İnternetin sosyal ağların hayatımızdaki yerini bize sorgulatıyor bakıldığında biz interneti kullanıyor ve yönetiyor gibi görünsek dahi aslında onun bizi yönettiği ve kölesi durumuna getirdiğini görüyorsunuz.
Demir paraların kenarlarındaki tırtıkları Isaac Newton önermiş. Zira ondan önce değerli metallerden yapıldıkları için kenarlarını törpülüyorlarmış. Tırtık olunca bu son bulmuş. Artık küçültenler hemen yakalanıyormuş.
"Yazarlar her türlü totaliter rejimde tehlikelidir ve tehlikededir."
"Hayal gücünün iki çocuğu vardır: Sanat ve din. Onları tohumlayan ise yalan söyleme yetisidir."
"Yalan gibi bir yeteneğiniz olmasa nasıl hikâyeler anlatabilir, olmamış şeyleri hayal edebilir ve gerçeklik boyutuna taşıyabilirdiniz ki?... "
Selam
Kitap 3 ayrı öyküden oluşsa da, hem birbirleri ile bağlantılı hem de son öykünün içinde çok sayıda kısa öykü barındırıyor. Orkun Uçar iyi bir hikaye anlatıcısı, hayal gücü çok yüksek elbette. Konuları ele alış biçimini herzaman sevmişimdir. Bilimkurgu ağırlıklı olsa da, her türden mevzuya değinmiş bu öykülerde. Benim favori öyküm, adını hatirlayamasam da, "Katil" karakterin başrolde olduğu öykü oldu. Genel olarak kitabı okuması çok keyifli ve sürükleyici, tavsiye ederim.
Opus romanıyla hayal gücünün sınırlarını zorluyor.
Uçar'ın hemen hemen yazdığı her şeyi okumuş biri olarak favorim her zaman
Kızıl Vaiz olmuştu, oradaki öyküler bambaşka bir seviyedeydi lakin
Opus o seviyenin de üzerine çıkmayı başardı.
Daha önce ayrı ayrı okuduğum iki güzel öykünün yanına bir tane daha ekleyip hepsini bir noktada birleştirmek ilk duyduğumda çılgınca gelmişti ama
Orkun Uçar bu işin altından ustaca kalkmış ve harika bir iş çıkarmış.
Opus her sayfasında size yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor, mutlaka okuyun.