Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu

Marcel Danesi

Most Liked Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu Posts

You can find Most Liked Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu books, most liked Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu quotes and quotes, most liked Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu authors, most liked Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu reviews and reviews on 1000Kitap.
Toplumlara özgü olduğu için aşk ritüelleri dışarıdan gelenlere garip görünebilir. Örneğin, Kuzey ülkelerinin, evlenme çağına gelen genç bir kızın kemerine boş bir kılıf taktığı antik gelenegi ele alalım. Eğer bir talip onu beğenirse, bu kılıfa bir bıçak sokardı, kız da bunu nişan simgesi olarak taşırdı. Bu aşikâr fallik sembolizmi nedeniyle bugün bize garip gelebilir ama aslında birlikteliği onaylama için sevgiliye yüzük vermekten pek de farklı değildir. Önemli olan verme eylemidir, verilenin ne olduğu değil.
Genellikle aşk hormonu olarak bilinen oksitosin, içinden çıkılmaz şekilde mahremiyetle ilgilidir ve laboratuvar ortamında aşırı derece de güçlü etkileri olduğu görülmüştür. Mesela, bakire bir farenin beynine enjekte edildiğinde, bu hormon, farenin başka bir farenin yavrularını hemen kendisininmiş gibi benimsemesine neden olur.
Reklam
Öpüşmenin antik kökenleri olduğunu varsayarız çünkü çok yaygın bir hale gelmiş olması gerçeği, bunun belli bir kültür de, belli bir zamanda ortaya çıkan bir eylem değil de, farkında olmadan insan türünün bir parçası olduğuna inanmamıza yol açmıştır. Kirshenbaum'un yazdığı gibi, tahminen, "Doğudan batıya altı milyar insan toplumsal ve romantik bir gelenek olarak düzenli bir şekilde dudaktan dudağa öpüşüyoruz." Bu, bütün insanlıkta var olan bazı antik kur yapma mekanizmalarından çok, teknoloji aracılığıyla bütün dünyaya yayılan popüler Batı kültürünün gücünü gösterir. Dudak teması yorum gerektirir. Bu cinsel olabilir, toplumsal olabilir, kutsal olabilir. Romantik de olabilir. Ancak Ortaçağ'dan önce, öncelikle bu şekilde yorumlandığını gösteren bir kanıt yoktur.
Kadının çift yönlü portresi aslında antik bir portredir, dünya genelinde kültürlerin sembolik ve temsili geleneklerinde görülür. Bir yandan tanrıça ve kahraman kadın efsanelerinin, diğer birçoğunun arasından Lilith, Delilah, Salome ve Truvalı Helen hikayelerinde olduğu gibi, dünyayı karıştıracak cinsel güce sahip olduğunu düşünürüz. Öte yandan, Gaia, Havva ve Meryem Ana hikayelerinde olduğu gibi, kadın mitlerinin dünyaya uyum getirecek duygusal güce sahip olduğunu düşünürüz. Tarih boyunca ve kültürler içinde kadınlar, aslında, tek bedende iki doğaya sahip olarak görülmüşlerdir: "Anne ve melek" karşısında "femme-fatale" veya "dişi şeytan" vardır. İncil bu düalizmi Havva'nın kişiliği (anne) ve Lilith (femme fatale) ile gösterir.
Sayfa 106Kitabı okudu
1999 yapımı film Matrix'in dahice ortaya koyduğu gibi, yeni bir dünya düzeninde yaşıyoruz. İnsanlar iki evrende doğuyorlar: gerçek dünya ve sanal alem. Bahsedilen filmin başkarakteri Neo gibi, biz de artık bilgisayar ekranıyla yaşıyoruz ve gerçekle bağlantımızın büyük bir kısmı, teknik adı bilgisayar teknolojisini tanımlayan devre ağı gibi matrix olan bu ekran tarafından şekilleniyor. Ancak aynı kelime, orijinal Latince kullanımında "rahim" anlamına da geliyor. Filmin şeffaf alt metni, sanal dünyanın ortaya çıkışıyla yeni nesillerin artık iki tür rahimden, biyolojik ve teknolojik rahimlerden, doğduğunu söylüyor.
Sayfa 143
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.