Türkiye'de yanlış olarak kabul gören bir düşünce Atatürk'ün ordunun siyasetle ilgilenmemesi kanaatinde olduğudur. Bunun yanlışlığı örneklerle gösterilebilir. Atatürk'ün ordunun politikadaki etkinliğini sınırlamak, ya da sona erdirmek istediği doğru değildir. Eğer birtakım tedbirler soyut düzeyde anlaşılageldiği şekilde yorumlanıyorsa, bunu somutlaştırarak işlevselliğini kavramak gerekir. O zaman da görülür ki, soyut fikirler birtakım kişileri ve/veya grupları tasfiye amacıyla ifade olunmuştur. Atatürk'ün düşünce ve eylem planında birlik olunmasını istemesi ve kendi grubunu Mayıs 1921'de Birinci, Müdaafa-i Hukuk Grubu olarak isimlendirmesi, İkinci Grub'un oluşturulmasını davet etmiş, 1922 Temmuz'unda da İkinci Grup ilk örgütlenmiş muhalefet olarak ortaya çıkmıştır. Bu iki grup arasındaki ilişkinin niteliğinin demokratik olmadığının göstergeleri vardır. Bir kere, padişahlığın kaldırılmasını öneren ve sonra tedil edilerek kanunlaşan tasarının meclis komisyonunda görüşülmesi sırasında Atatürk'ün ''Burada toplananlar, meclis ve herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur.Yoksa, yine gerçek, yöntemine göre saptanacaktır; ama belki birtakım kafalar kesilecektir.'' sözleri güvenilen gücün ordu olduğunu göstermekte, sorun tehdit yoluyla ve sınırlı biçimde halledilmeye çalışılmaktadır. İşte, Türk Ordusu'nun ve Cumhuriyetçiler'in geleneğinde bu tavır da vardır ve 27 Mayıs'la 12 Mart'ta bu tavrın etkililiği gözlemlenebilir.
[Kurtuluş Kayalı - Ordu ve Siyaset]
Klasik faşizm tanımına göre, burjuvazinin hukuk dışı şiddete başvurmasının sebeplerinden en önemlisi gelişen proletarya hareketlerinin iktidar için ciddi tehlike teşkil etmesidir.
[Kurtuluş Kayalı - Ordu ve Siyaset]
Toplumun değiştirilmesinden bahsolunduğunda,toplumların çağdaş toplumlara dönüştürülme işlevi genellikle orduya yüklenmiştir.Toplumun özgürleştirilmesinden bahsedilmiş,ordu da bu fonksiyon çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Gazali'nin ''Memleket durumunun kötü olduğu hallerde ordu kime bağlı olduğunu söylerse halife o olur.'' düşüncesi,çok daha sonraları bile ordunun bütünsel anlamda etkisinin devam ettiğini gösterir.