"Poppa!" diye haykırdım, yıllar önce öldüğünü bir anlığına unutmuş, onu gördüğüm için sevinçten çılgına dönmüştüm. Kollarımı açarak ona doğru koştum, aynı anda Poppa da kollarını uzatmış bana doğru koşuyordu.
Çarpıştık. Düştüm. Poppa da.
Kafamı kaldırıp baktığımda onun babam olmadığını fark ettim; gördüğüm şey dükkânın köşesinde yıllardır duran tahta çerçeveli boy aynasındaki kendi yansımamdı.