Orta Asya Mirası

Richard N. Frye

By Number of Pages Orta Asya Mirası Quotes

You can find By Number Of Pages Orta Asya Mirası quotes, by number of pages Orta Asya Mirası book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hititlerin başkenti Boğazköy'de kazılar yapan arkeolog H. H. Von der Osten, Ankara'daki bir ziyafette, Mustafa Kemal Atatürk'ün, atalarının geçmişini yeniden ortaya çıkardığı için kendisini kutladığını anlatmıştı. Von der Osten tam karşı çıkmak üzereyken, Alman Büyükelçisi kendisini dürtünce, yanıtını "Evet, Ekselans" ile sınırlamıştı. Ben Atatürk'ün haklı olduğunu düşünüyorum, çünkü bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayanların, köklerinin dayandığını ileri sürecekleri iki bölge vardır: Anadolu toprakları ve İç Asya'da Altay Dağları. Bu bölgelerin ikisinin de, günümüz Türk halkının ve kültürünün oluşmasına çok büyük katkısı olmuştur.
Yıllar önce, yitirdiğimiz bir dostum, Hititlerin başkenti Boğazköy’de kazılar yapan arkeolog H. H. von der Osten, Ankara’daki bir ziyafette, Mustafa Kemal Atatürk’ün, atalarının geçmişini yeniden ortaya çıkardığı için kendisini kutladığını anlatmıştı. Von der Osten tam karşı çıkmak üzereyken, Alman Büyükelçisi kendisini dürtünce, yanıtını “Evet, Ekselans” ile sınırlamıştı. Ben Atatürk’ün haklı olduğunu düşünüyorum, çünkü bugünkü Türkiye Cumhuriyetinde yaşayanların, köklerinin dayandığını ileri sürecekleri iki bölge vardır: Anadolu toprakları ve İç Asya’da Altay Dağları. Bu bölgelerin ikisinin de, günümüz Türk halkının ve kültürünün oluşmasına çok büyük katkısı olmuştur.
Sayfa 4
Reklam
"Vermezsin aslanım. Hiç vermezsin. Ben seni bilmez miyim, sen bizi bıraktın. Sen gökleri yıldızları, ormanları suları bıraktın, sen camilerden çıkmazoldun. Sen kendine ışıklı, büyük kentler kurdun. Sen kendinegökte uçan demir kuşlar yaptın. Sen kendine toprağı yiyen, yerken uluyan canavarlar yaptın. Sen, üst üste evler, yedi denizler yaptın. Bize Çukurda bir kışlak, Aladağda bir yaylak ver desem, vermezsin ki... Ben de bu gece sana kışlak için yalvarmam, mümkünatı çaresi yok yalvarmam. Bu oba da sürünsün senin sayende. Varsın ölsünler, kırım kırım kırılsınlar. Senin yüzünden."
Sayfa 11
"Allah bizi bırakmadı mı? Bizi bırakıp dağlardan koca kentlere inmedi mi? Biz de Allahın gittiği, indiği yere inmeliyiz Müslüm."
Sayfa 12
Hükümranın karizmasına ilişkin tavır İranlılar, Türkler ve Moğollar arasında aynı mıydı? Kralın karizması mıydı, yoksa krallığın mı? Bence, kurum İranlılar için daha önemliydi; Altay dillerini konuşan göçebeler içinse Sakalarda olduğu gibi kişi daha önemli oluyordu.
Zerdüştlük
Bu din, temelde Aryan ya da Hint-Avrupalı toplulukların genel uygulamalarını ve inançlarını kapsıyordu.
Reklam
Göçebelerle yerleşik halklar arasındaki karşıtlık, daha sonra -neredeyse günümüze kadar- Orta Asya tarihini biçimlendirmiştir.
Yunanlar ve Perslerin adlandırdıkları üzere Sakalar ya da İskitler, Yunan kaynaklarında değinilen bozkırda at binen ilk gerçek göçebelerdi.
Orta Asya'nın daha sonraki tarihinde, yerleşik halklar tüm göçebelere Hun dediler; göçebelerin dışında pek çok halk da açıkça bu adla adlandırıldılar. Hatta bazı Yunan vakanüvisleri, 1453'de Mehmet'in hükümdarlığında Konstantinopolis'i alan Osmanlı Türklerine de Hun diyorlardı.
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.