Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlar

Gülnur Özer

Oldest Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlar Posts

You can find Oldest Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlar books, oldest Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlar quotes and quotes, oldest Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlar authors, oldest Orta Çağ Avrupa’sında Batıl İnançlar reviews and reviews on 1000Kitap.
Batıl inanç aptalca, çocukça, ilkel ve irrasyonel bir şeydir. Ama bir tahtaya vurmanın da ne maliyeti var ki?
İşte Tanrı tarafından kefaletiniz ve itirafınız! Neden Şeytan ve meleklerine, onlara tapınmaktan ve kötü işlerinden vazgeçen bazılarınız şimdi tekrar o kötü ibadete geri dönüyor? Gerçekten de kayalarda, ağaçlarda ve yolların kesişme noktalarında mum yakmak, kötü ibadet değilse nedir? Gelecekten haber vermek, kehanet ve putlarınızın günlerini dikkate almak, kötü ibadet değilse nedir?
Reklam
Körü körüne batıl inançlarınız olmak zorunda değil, ufacık bir şeyde bile bir inanışı hatırlayıverirsiniz. Bir olmaz, iki olmaz ama sonunda aklınızdan geçmesine engel olamayabilirsiniz. Bu nedenle batıl inançları kötülemeden önce, batıl inançların kültürümüzün bir parçası olduklarını kabullenmeliyiz. Onlar geçmişin izlerini taşır, iliklerine kadar bizdir, doğrusuyla yanlışıyla bizdendir. Bu özelliğinden dolayı ben, batıl inançları bir nevi asla kopamayacağımız bir yakınımıza benzetirim. Düşünce yapımızın uyuşmadığı, ters düştüğümüz, sürekli çatıştığımız ama günün sonunda yine bizim sahip çıktığımız, koruduğumuz ve kanımızdan olan bir yakınımız gibi...
Antik Çağlardan beri İrlandalılar, kötülüğü bir evden uzak tuttuğu inancıyla geleneksel düğün hediyesi olarak tuz verirlermiş..
Bir dilek tutun, mumları üfleme zamanı! Doğum günü pastasının üzerine yaşanan her yıl için bir tane mum yakma inanışının aslen Antik Yunan’da ay tanrıçası Artemis’in doğum günü onuruna yapılan törenin bir kalıntısı olduğunu biliyor muydunuz? Şimdilerde her doğum gününde üflenen o mumların kökeni, Artemis’in onuruna yakılan ateşten gelmektedir. Artemis’in onuruna yapılan bu tören sırasında tapınaklardaki sunakların üzerine ince ince ay şeklinde kekler yerleştirilirdi. O dönemlerde sadece çocuğun ilk yaş gününde yapılan mum üfleme töreni de artık her yaş alma da uygulanmaktadır. Alman köylüleri bu töreni, çocuğun doğum gününde uyandığı an bir pasta üzerine tek mum yakarak yaparlardı. Tabii ki tek seferde bütün mumları üflerseniz dileğinizin gerçekleşeceğine inanmak da Artemis’in lütfunu kazanmak için yapılan bir ayinin kalıntısıdır..
Hapşırmaya atfedilen “çok yaşa!” inanışının pik noktasına ulaştığı zaman, 590-610 yıllarında Roma’yı etkileyen Hıyarcıklı Veba salgınıdır. Çünkü artık dönemin korkulu rüyasının habercisidir ve ölümle kol kola gezmektedir. Bu veba o kadar şiddetliydi ki insanlar sokakta yürürken, otururken, oyun oynarken ya da sohbet ederken aniden ölüyorlardı. Söylenenlere göre kişi hapşırdığı veya tam da hapşırma eylemi sırasında ölüyordu. Papa II. Pelagius’un zamanında hastaların sık sık hapşırırken veya esnerken ölmesi, hatta bu salgın sırasında Pelagius’un da hapşırırken ölmesi, hapşırmaya bağlı kutsamayı zorunlu hâle getirmişti..
Reklam
19 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.