Ortaçağın Günbatımı

Johan Huizinga

Ortaçağın Günbatımı Sözleri ve Alıntıları

Ortaçağın Günbatımı sözleri ve alıntılarını, Ortaçağın Günbatımı kitap alıntılarını, Ortaçağın Günbatımı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şövalyelik kavramının temelinde yatan ve turnuvalarda apaçık ifade edilen çilecilik ile erotizm karışımını yeminlerde buluyoruz. La Tour Landry Şövalyesi'nin kızlan için yazdığı ilgi çekici öğütler kitabında gençliğinde Poitou'da faaliyet göstermiş, kızlı erkekli ve soylu aşıklardan oluşan bir tarikattan söz eder. Bu aşıklar kendilerine Galois ve Galoises adlarını veriyorlardı ve "çok vahşi bir kurallar silsilesine" sahiptiler. Yazlan kalın giyecekler, içi kürk kaplı manto ve başlıklar giyer, ocakta ateş yakarlardı; kış gelinceyse sadece kürksüz sade bir entari giymelerine izin verilirdi, ne manto, ne şapka, ne de eldiven. Ortalığı buz kesse bile şömineyi yeşil dallarla örter ve sadece çok ince yatak giysileri giyerlerdi. Bu koşullarda üyelerinin çoğunun soğuktan donarak ölmüş olmasına şaşmamak gerekir. Bir Galoise'ın kocası çatısının altına aldığı bir Galois'e evini ve kansını bırakmak zorundadır, aksi takdirde şerefsiz sayılır. Burada aşkı çilekeşlik heyecanıyla yüceltme arzusuna rastladığımız çok ilkel bir adet söz konusudur. Yazar bu garip sapkınlığı abartmış olsa da yazdıkları büsbütün uydurma değildir.
Sayfa 103Kitabı okudu
Ortaçağ öğretisinin kökleri tamah veya kibir günahının içinde kendini gösteren her türlü kötülükte yatar. Tamah da kibir de kutsal kitaplarda anlatılan günahlardı. Hugues de Saint-Victor, "kibir bütün günahların anasıdır, diğer günahlar tıpkı kök ve saplar gibi ondan çıkar" demiştir. Kutsal kitaplarda bu anlayış, A superbia initium sumpsit omnis perditio [Bütün yıkımlar kibirden ileri geliri veya Radix omnium malorum est cupiditas [Bütün kötülüklerin kaynağı tamahtır] ifadeleriyle dile getirilmiştir. Bununla birlikte, on ikinci yüzyıldan itibaren insanlar her kötülüğün anasının kibirden çok açgözlülük olduğunu düşünmeye başlamışlardı. Dante'nin "la cieca cupidigia" dediği kör açgözlülüğü kınayan sesler giderek daha gür çıkıyordu. Kibir, feodal ve hiyerarşik bir çağın günahıdır denilebilir belki de. O zamanlar mülkiyet -modern anlamdaki gibi- akışkan değildi ve iktidarın parayla henüz baskın bir ilişkisi yoktu. Ortaçağ öğretisi daha ziyade kişiye içkindi ve uyandırdığı dinsel huşu duygusuna bağlıydı; kendisini görkemle ve ihtişamla veya inançlı takipçiler kalabalığıyla dışa vuruyordu. Feodal veya hiyerarşik düşünce, ihtişam kavramını görünür işaretlerle gözler önüne seriyor, ona hürmetkar bir diz çöküş ve törensel saygıyla sembolik bir şekil veriyordu. Bu nedenle kibir sembolik bir günahtır ve son kertede bütün kötülüklerin müsebbibi olan şeytanın kibrinden doğduğu için metafizik bir niteliğe bürünür.
Reklam
Ortaçağın sonuna doğru iki faktör dinsel hayatta baskındı: Dinsel atmosferin son derece yoğun oluşu ve düşüncenin kendini imgelerle billurlaştırmasına yönelik belirgin eğilim. Bireysel ve toplumsal hayat bütün tezahürleriyle, inanç kavramlarıyla doluydu. Ne kadar önemsiz olursa olsun her nesne veya olay İsa ya da kurtuluşla ilişkilendiriliyordu. Her türlü düşünce münferit şeylerin dinsel yorumuna müracat ediyordu. Gündelik yaşamda dinin muazzam ölçüde serpildiğini görüyoruz. Öte yandan bu ruhsal uyanış tehlikeli bir gerilim haliyle sonuçlanmıştı, çünkü varsayılan aşkın duygular bazen atıl durumdaydı ve böyle durumlarda ruhsal bilinci harekete geçirmesi beklenen her şey korkunç derecede bayağı bir profanlığa, öte dünyanın kılığına bürünmüş garip bir dünyeviliğe indirgeniyordu. Sadece azizler aşkın melekeleri askıya almayan bir ruhsal tutumu sergileyebiliyorlardı.
Sayfa 175Kitabı okudu
Ortaçağ düşüncesinin bir unsuru olarak şövalyelik romantizmi ile, erdem ve görevin ideali biçimine düşsel bir renklilik ve coşku söylemi katma anlamında azizlik romantizmini kıyaslamak yerinde olur. Bu azizlik romantizminin her zaman dinsel politikanın hizmetinde parlak başanlar elde etmek yerine aşın tevazu ve çilecilikle birlikte mucizelere yönelmiş olması dikkat çekicidir. Kilise dinsel kültürü canlandırmış veya anndırmış büyük eylem adamlannı bazen aziz ilan etmiştir, ama halkın hayal dünyası her zaman doğaüstü olandan ve akıldışı aşınlıktan etkilenmiştir.
Sayfa 211Kitabı okudu
Düğün şarkısı [epithalamic] türü uzak bir geçmişin mirası olarak düşünülebilir. İlkel kültürde nikah ve evlilik iki cinsin birleşmesinin gizemini yansıtan tek kutsal ayindi. Daha sonralan kilise evliliğin kutsal unsurunu dinsel törene aktararak gizemi kendi tekeline aldı ve karşı çıktığı bütün teferruatları popüler pratikler olarak serbestçe gelişmeye terk etti. Böylece kutsal niteliğinden sıyrılmış olmasına rağmen, düğün şarkısı türü, düğün şenliklerindeki ana unsur olarak önemini korumaya devam ederek eskisinden daha serbestçe gelişti. Açık saçık bir ifade ve kaba bir sembolizm düğün şarkısı türü için vazgeçilmezdi. Kilise bunları frenlemekte güçsüz kaldı. Ne Katolik disiplini ne de Reformdan geçmiş Püritenlik, ta on yedinci yüzyıla kadar rağbet gören gerdek yatağının neredeyse herkesin gözünün önünde olmasına bir son verebilmiştir
Sayfa 127Kitabı okudu
Ortak özelliklere dayanan sembolik benzeşme, bu özelliklerin şeylerin özünde yattığı fikrini önceden varsayar. Dikenlerin ortasında açmış beyaz ve kırmızı güllerin görülmesi, ortaçağ zihninde hemen sembolik bir benzeşim uyandınr; örneğin infazcılannın arasında şanlanyla parlayan bakirelerin ve şehitlerin benzeşimi. Sıfatlar aynı olduğu için benzeşim meydana gelir: Güzellik, sevecenlik, saflık, güllerin renkleri aynı zamanda bakirelerin özellikleridir; keza kırmızı renk aynı zamanda şehitlerin kanının rengidir. Fakat bu benzeşme ancak sembolik kavramın iki terimini birbirine bağlayan ortadaki terim, onların özsel bir ortak noktasını ifade ettiğinde mistik bir anlama sahip olur; başka bir deyişle eğer beyazlık ve kırmızılık niceliğe dayalı fiziksel bir farktan daha öte bir şeyse, eğer onlar özler, gerçeklikler olarak algılanırsa mistik bir anlama sahip olur. İlkelin, çocuğun ve şairin zihni onları asla başka türlü görmez.
Sayfa 234Kitabı okudu
Reklam
218 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.