Ortaçağın Günbatımı

Johan Huizinga

Ortaçağın Günbatımı Gönderileri

Ortaçağın Günbatımı kitaplarını, Ortaçağın Günbatımı sözleri ve alıntılarını, Ortaçağın Günbatımı yazarlarını, Ortaçağın Günbatımı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar efendisinin veya fırkasının yolunda kör bir tutkuyla giderken, ortaçağa özgü sarsılmaz adalet duygusu da ifadesini bulmaya çalışıyordu. O çağda insanlar doğrunun kesinkes değişmez ve belli olduğuna inanıyorlardı. Adalet, haksızları her yerde ve sonuna kadar yargılamalıydı. Telafi ve ceza uç noktalarda olmalı ve intikam niteliği taşımalıydı. Temelde pagan karakterde olan bu abartılı adalet ihtiyacı, ilkel barbarlığın Hıristiyan toplum anlayışıyla harmanlanmıştı. Bir yandan kilise itidal ve merhameti telkin ederek bu yolla adli örfleri yumuşatmaya çalışırken; diğer yandan, bu ilkel cezalandırma ihtiyacına günahın dehşeti de eklenince bir ölçüde adalet duygusu kamçılanmış oldu. Tepkisel ve şiddete eğilimli kişiler açısından günah, çoğu zaman düşmanlarının yaptığı şeyin bir başka adıydı. Barbarca dişe diş kana kan anlayışı fanatizmle pekiştirilmişti. Kemikleşmiş güvensizlik hali devlet yetkililerinin en şiddetli eylemlere imza atmasına olanak tanıyordu; suç kavramı düzen ve toplum için bir tehlike olduğu kadar Tann'nın yüceliğine karşı bir hakaret olarak da algılamr hale gelmişti. Böylece ortaçağın sonu tam bir adli zulüm dönemine dönüştü. Suçlunun cezasını hak ettiğinden bir an bile kuşku duyulmadı. Halkın adalet duygusu her zaman en ağır cezalan bile onayladı. Zaman zaman yargıçlar bazen haydutluğa, bazen büyücülüğe, bazen de oğlancılığa karşı ağır cezalar verilmesi yönünde düzenli kampanyalar yürütüyorlardı.
Feodal çağda iki aile arasındaki özel bir savaşın, rütbe rekabetinden ve mülkiyet tamahkarlığından başka bariz bir nedeni yoktu. Irksal gurur, intikam açlığı ve sadakat onlann önde gelen ve doğrudan dürtüleriydi. Söz konusu ailevi savaşlara komşunun zenginliğine tamah etmekten başka bir ekonomik temel atfetmek de yersiz olur. Bu minvalde merkezi iktidar pekişip yayıldıkça, önceleri birbirinden aynk olan ailevi kavgalar birleşip toplanarak grupları içine almıştır. Deyim yerindeyse daha büyük topluluklar oluşmuş ve bunlar da kutuplaşmıştır. Bu topluluklar artık dostluk veya düşmanlıklannda şeref, gelenek ve sadakatten başka bir dayanak tanımaz olmuşlardır. Aralarındaki ekonomik farklılıklarsa çoğu zaman yalnızca hükümdarlarla ilişkilerinin bir sonucuydu.
Reklam
... 1381 isyanının sözcüsü John Ball'ın da belirttiği gibi : " Adem çapa sallar ve Havva kumaş dokurken kim soyluydu? "
(…) Biçare ruhum bir yol arıyor, şaşkın halde Bir yer ve uygun çıkış bulmak için İçine sıkıştığım bu dar geçitte...
Sayfa 377 - Alfa kitap
- " (…) Kibir bütün günahların anasıdır!.. Diğer günahlar tıpkı kökler ve saplar gibi ondan çıkar...”
Sayfa 30 - Alfa kitap
“Kibir bütün günahların anasıdır, diğer günahlar tıpkı kökler ve saplar gibi ondan çıkar.”
Geri121
219 öğeden 211 ile 219 arasındakiler gösteriliyor.