Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum. Böylesi bir romanı sıkılmadan okuyabilmek için Yaşar Kemal'i tanımak, onun yazım diline hakim olmak gerekir. Ki büyük ustanın bütün romanları için bu durum geçerlidir.
Dağın Öte Yüzü üçlemesinin ilk kitabı Ortadirek'te uzun ve zorlu yolda yürüyenler anlatılır. Bir çile yürüyüşüdür bu; varacakları yerde onları sadece ayakta kalmak mücadelesi bekliyor olsa da, her yürüyüş bir umuttur. Pamuklar toplanmadan Çukurova'ya ulaşmak, çileye ve umuda da ulaşmaktır.
Romanın adının dar ve sabit gelirli kişiler tanımının (bizim bildiğimiz ortadirek tanımından çok daha öte) ötesinde olduğu kanısındayım. Hatta romanda anlatılan köylüler, Muhtar Sefer bir yana dar ve sabit gelirli tanımına bile uymayacak kadar yoksuldur. Köyün bırakın okulu ve öğretmeni, bir mesciti ve imamı bile yoktur. Oysa, zaman zaman geçen jetlerden, muhtarın nutuklarında geçen Demokrat Parti adından, 195O'li yılların (romanda zaman belirtilmemiş olsa bile) başlarında olduğumuzu anlarız.
Öyleyse orta direk Uzun Ali'nin inatçı mı inatçı annesi Meryemce midir? Yoksa ölüp gitmesiyle Meryemce ve oğluyla ailesinin hayatını da alt üst eden kocamış at mıdır? Belki de Çukurova'dır pamuğuyla köylüyü ayakta tutan.
Oysa Yaşar Kemal ortadirek ne olduğu yönünde okuyucuya bir sezdirmede bile bulunmuyor. Çıkarsama tamamen okuyucuya kalmış.
Son bir not daha ekleyeyim. Yaşar Kemal gibi büyük bir ustanın zamanında yaşamak benim için bir gurur vesilesidir.