Yaşadıklarını markalaştırmayanların huzuruna bir bakın! Günlük hayatlarında tek bir reklam spotu bulunmayanlara! "Bir günlük ömrüm kaldı!" diye yırtınmayan kelebeğe, attığı derisini "hatıradır" diye saklamayan yılana, döktüğü yaprakları torunlarına bırakmaya kalkışmayan ağaçlara, evini müzeye dönüştürmeyen, mazisini bir vakanüvis gibi kaleme almayanlara, hoşgörüyü demokrasi illeti saymayanlara, anarşizmi terörizmle karıştırmayanlara, eğlenmeyi boyalı basının su bazlı boya fıçılarıyla ifade etmeyenlere, yatak odasını kasap dükkânlarına taşımayanlara, onlara, doğal olanlara bir bakın! İmreniyor musunuz?
(Tanıtım Yazısı'ndan)