Osmanlı İmparatorluğu'nun Sonundan El Kaide'ye

Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi

Hamit Bozarslan

Öne Çıkan Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi Gönderileri

Öne Çıkan Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi kitaplarını, öne çıkan Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi yazarlarını, öne çıkan Ortadoğu: Bir Şiddet Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Her devlet, “ulusal kimliği”yle “öteki”ni en baştan devre dışı bırakmış olur; söz konusu “öteki”, siyasal veya toplumsal bir rakip olabileceği gibi, etnik veya dinsel bir topluluk da olabilir. Nüfus topluluklarını bağlılıklarına göre tasnif etmek, kaçınılmaz olarak bazı kesimlerin “millet düşmanları” veya içeride yaşayan “gayri milli unsurlar” olarak meşruiyetten mahrum ve tasnif dışı bırakılmaları anlamına gelir. Ulusun kimlik inşa süreçleri ve kendisine saptadığı tarihsel misyonlar içinde yer almamak, o ulusun “dışına çıkmak” anlamına gelir.”
“Toplumların ve toplulukların özü, kalıcı bir varlıkları, donmuş kalmış ‘değişmezlere’ bağlılıkları, iyi ya da kötü ‘misyon’ları veya ‘Tanrı vergisi eğilimleri’ yoktur. Onları durmaksızın değiştiren bir varoluş içindedirler ve bilinçleriyle faaliyetlerini hiçbir zaman aynı kalmayan, iç veya dış değişmelere bağımlı olan durumları belirler.”
Reklam
“Soykırım, “hiç sorunsuz ötekinin topraklarını sahiplenme”nin ve “hayatta kalanlarda itaat yaratma”nın bu aracı da İttihatçı elit açısından, sosyal Darwinci bir bakış açısından varlığıyla bile tehdit oluşturduğu kabul edilen bir Hıristiyan cemaati karşısında, (kâh İslam’dan ayrı tutulan, kâh onunla kaynaştırılan) Türklüğün zaferini ilan etmenin bir aracıydı. Şehir eşrafından Kürt aşiretlerine varıncaya dek birçok aktör soykırıma katılsa da, başlıca örgütleyici Teşkilat-ı Mahsusa’ydı. Ermenilerin katledilmesine karşı çıkan üyeleri ya görevden alınan, ya da Lice’de olduğu gibi idam edilen bürokrasinin tamamı üzerinde hakimiyet kurmuştu.”
Sayfa 68 - İletişim yayKitabı okudu
“İttihatçı elit Fransız Devrimi’ne ve onun “bir mikrop gibi yayılan” insan hakları öğretisine giderek düşmanlaşan bir söylemi benimserken, “söz”e susmaktan başka bir seçenek kalmaz. Ziya Gökalp, Tekin Alp veya Yusuf Akçura gibi milliyetçi düşünürler tarafından yön verilen genç İttihatçı yöneticiler, özellikle de Enver, Talat veya Cemal, kısa sürede imparatorluğun hayatta kalmasının olmazsa olmaz koşulu olarak görülen devlet ve düzenin savunucuları kesileceklerdir.”
Sayfa 60 - İletişim yay (pdf)Kitabı okudu
“İlk ders, şiddet dinamiklerinin bizzat şiddet içinde değil, onun ortaya çıktığı bağlamlarda ve bir kez ortaya çıktıktan sonra tetiklediği süreçlerde aranması gerektiğidir.”
Sayfa 343Kitabı okudu
“ “Kurban” teriminin, İbrahim’le ilgili anlatılan rivayete göre, hem bir başkasını kurban etme fiili, hem de bir “baba” tarafından kurban edilmeyi kabullenme anlamına geldiği görülüyor. Baba, (...) en sevgili varlığını, yani en iyi oğullarını daha küçük bir kurbanla yetinemeyecek üstün bir akla kurban etmektedir. Kurbanın bedeni kozmik bir varoluş kazanırken, kurban edici ise çifte beklentiye, hem kurtuluşu sağlama, hem de şefaat beklentisine cevap vermektedir. “Varlıkları öldürmekten çok, hayatı öldürmek” anlamına gelen kurban, bununla birlikte bu işe adına razı olunan topluluğu kozmik, ebedi yaşama yüceltir.”
Sayfa 307Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 101 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.