Osman Bey'in hayat hikayesinin anlatıldığı tarihi bir roman. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda yaşananlar anlatılıyor. Osman Bey'in bey olmadan önceki ve sonraki kişiliğindeki değişimler , onun kendisi için değil beyliği için yaşadığının kanıtı.
Şeyh Edebali gibi büyük bir zatın sözleri ise örnek alınabilecek hayatımıza yön verebilecek öğütler.
Burada bir Mihail Kosses (Abdullah) var. Ve ben kitabı okurken Mihail Kosses'in gözleri ve en sonunda kalbi gibiydim.. Geçiştirilmemeli. Okuyunuz efenim..
Ben bu eseri gerçekten çok beğendim. Yazım dili elbette ki kolay anlaşılır bir dil değil ancak hikayenin bütünü öyle güzel aktarılmış ki, her padişah için yazılmış dizi dizi romanları olsaydı Tarık Buğra'nın hiç düşünmeden hepsini okurdum.
Osmanlı'nın özünde nasıl bir oluşumun olduğunu anlatan bir başyapıt! Hele Tarık Buğra'nın o güzel anlatımı kitabı sadece bir tarih romanı olmaktan öteye taşımakta.Bence her yurdum insanının okuması ve üzerinde kafa yorması gereken bir eser.
Okuduğum en güzel Türk romanlarından biri. büyük bir millet oluşumuzun kültürel ve manevi değerlerini yeniden hatırlatan, bize o günleri güzel bir teknikle sunan ve bizi tarihimizle, geçmişimizle gururlandıran, bizi insan eden bir roman. Bu gibi romanların her daim okunanlardan olması gerekir.
Çoğu tarihi roman gibi bu kitap da sürükleyici bir anlatıma sahip. Okurken Osmanlı Devleti'nin kuruluş dönemine götüren,yalın bir dile sahip,güzel olduğunu düşündüğüm bir kitap.
Tarik Buğra'nin mukemmel hikaleyelendirme yöntemi ile kendinizi Osmanli'nin kurulduğu zamanlarda hissediyorsunuz. Osmanlı'nın kurucusu Osman Beyin hayatını hikayelestirerek anlatan yazar çocukluktan vefatına kadar tamamen tarihle örtüşen hikayelerle bir cirpida okuncak bir kitap meydana gelmiş.
