Osmanlı Askeri Tarihi

Gültekin Yıldız

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dünyada ilk başarılı buharlı gemi inşası, Amerika'da Mühendis Robert Fulton tarafından 1807'de gerçekleştirildi. Nehir botu olarak tanımlanan Clermont inşa edildi. Geminin makinesi Watt ve Bulton markaydı ve İngiltere'den getirilmişti. 100 tonluk geminin boyu 49,2 metreydi. İlk buharlı savaş gemisi ise 1814'te yine Amerika'da suya indi. Demologos adını taşıyan 59,1 metre uzunluğundaki gemi 2475 tondu ve 30 topu bulunuyordu. Hareketi sağlayan çark geminin merkezine yerleştirilmişti. Ancak Demologos'ta uygulanan bu merkezî çark sisteminden verim alınamadı. Çözüm için buharlı vapurlarda çark geminin her iki kenarına yerleştirildi. Bu yüzden vapurlara yandan çarklı deniliyordu.
Sayfa 186 - Timaş Yayınları
Osmanlı İmparatorluğu ile Çarlık Rusyası arasında 9 Ocak 1792 tarihinde imzalanan Yaş Barış Antlaşması, Osmanlı siyasi ve askerî tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu antlaşma, 1774 Küçük Kaynarca Barışı ile baş aşağı edilen Karadeniz havzasındaki stratejik vaziyeti Ruslar lehine genişletirken; Osmanlıların Karadeniz kontrolünü geri alma çabalarının kesin olarak sona erdiğini ilan ediyordu.
Sayfa 313 - Timaş Yayınları
Reklam
Son dönem Osmanlı harpleri birçok açıdan neredeyse kesintisiz bir süreç oluşturur: 1912'deki Balkan Savaşı'ndan başlayıp 1914-1918 arasındaki Birinci Dünya Savaşı'ndan geçerek İstiklâl Savaşı'nın sona erdiği 1922 yılına kadar bir "On Yıllık Savaş" döneminden bahsetmek mümkündür. Hatta bu zincire, kapsam ve önem açısından biraz daha kenarda dursa da, 1911-1912'deki Trablusgarp Savaşı'nı ekleyerek zaman aralığı biraz daha da genişletilebilir.
Sayfa 287 - Timaş Yayınları
Kara nakliyesinde başlayan makineleşme kısa zamanda havada da kendini gösterdi. Osmanlı Devleti rakipleriyle aynı tarihlerde uçak ve otomobilleri ordu envanterine soktu. Ancak arada bir fark vardı. Osmanlılar bu yeni araçları ithal edici konumdaydı ve hem Balkan hem de Birinci Dünya savaşlarında bu araçlar ile yedek parçalarının temininde önemli sıkıntılarla karşılaşacaklardı.
Sayfa 229 - Timaş Yayınları
Osmanlı'nın tekrar ihtişamlı günlerine kavuşmasını hayal eden Sultan Aziz, güçlü bir ordu yanında etkin bir donanmanın varlığını da gerekli görüyordu. Bu maksatla zaman zaman yakın çevresiyle ters düşme pahasına mali dengeleri sarsacak harcamalar yapmaktan kaçınmadı. Saltanatının sonuna gelindiğinde dünya istatistiklerinde yer bulan büyük bir donanmaya sahip olmuştu. Fakat bunun bedeli ağır oldu. Devlet mali iflasa sürüklendi. Binbir borçla alınan gemilerin modernizasyonu zamanında yapılamayınca, külfet daha da arttı. Hatta bu gemilerden verim alınamaz oldu.
Sayfa 206 - Timaş Yayınları
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.