Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl

Ahmet Mumcu

Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl sözleri ve alıntılarını, Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl kitap alıntılarını, Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
II. Mehmed ’den sonra yoluna giren bu gelişimde, Osmanlı padişahı, mutlak yetkilerini kazanmış ve bunu şeriata da tasdik ettirmiştir. Şeyhülislâmlık makamı «şer i maslahat değildir, nasıl emredilmiş ise öyle hareket lâzım gelir» şeklindeki fetvaları vasıtasıyla hükümdarın örfü ile çözümlenen meseleleri yüksek bir devlet işi ve bir siyasî mesele sayarak onları herhangi bir tarzda cerh etmekten veya tartışmaktan kaçınmıştır.
"Reaya, padişahın kullarından farklı bir statüdedir. O, halktır. Halkta refah ve huzur sağlamak için zulüm yapılmaması gereklidir. O halde padişah, reaya üzerinde, kulları hakkında haiz olduğu hareket serbestliğine sahip değildir."
Sayfa 62 - PhoenixKitabı okudu
Reklam
Kuranın açık hükümleri, yalnız iki tane (yol kesme sonucu ve kısas) Ölüm cezası kabul etmişken, daha İslam'ın ilk devirlerinde, iki ölüm cezası daha bunlara eklenmiştir. Zina hakkında Kur’anda yalnız sopa cezası hükmü vardır ve bu açık hüküm, sünnet ile değiştirilmiştir; öbürü (irtidad), Kuranla çatışmaktadır ve devlet menfaati zarureti ile konulmuştur.
Kitapta olmıyan ikinci ve son ölüm cezası, İslam'dan dönmedir (irtidad). İslam'dan dönenlere verilen ölüm cezası Ebubekir zamanında ortaya atılmıştır ve yeni İslâm Devleti için son derece zararlı olan «ridde» olayını önlemek için konulduğu şüphesizdir. Bu ceza da sünnete dayandırılmıştır, fakat en makbul olmıyan sünnete. Bu sünnet altıncı derecededir. Peygamberin bir arkadaşına veya çağdaşına kadar gider, fakat bu kimsenin bir iddiasından öteye geçemez . Bu ceza Kur'an ile çatışıyor. Hattâ, bunun aleyhinde gösterilen bir âyet de vardır. Fakat bu ibare, yalnız «ehli kitapları İslâma zorlamamak» anlamında kullanılmıştır, İslâm ceza hukukuna sokulan bu ceza, Kuran a aykırı olmakla beraber, Ebu Bekir gibi büyük ve âdil bir halife tarafından mecburen bir sünnete dayandırılarak, devletin yüksek menfaati için kabul edilmiştir.
Moğolların devleti, C e n g i z H a n (1167-1227) ile başlamıştır(1206'da Nayman kabilesinin yenilgisi Moğol Devletinin başlangıcı sayılabilir). Bu devre ait en önemli kaynaklardan birisi sayılan «Moğolların Gizli Tarihi»nde * han’ın idam cezası verme yetkisi en açık bir şekilde görülmektedir. Büyük askerî dehası ile mutlak bir hükümdar olan C e n g i z , han seçildiği gün şu emri vermiştir : «Hainlerin boynunu koparınız, küstahların göğsünü parçalayınız »
Kitabın, dolayısı ile şeriatın kamu hukuku alanında esas prensipler koymadığını belirtmiştik. Şu hale göre ülkesini şeriat esaslarına göre yönetmek zorunda olan İslâm hükümdarının, bu konuda ne kadar büyük güçlükler çekeceğini söylemek gereksizdir. Daha ilk halifelerin, fethettikleri yerlerin idare sistemlerini benimsediklerini, yukarıda birinci bölümde belirtmiştik.
Reklam
Emevi Devleti tam bir millî Arap devletidir. Emeviler, kararlarını ekseriya serbest ölçüler içinde vermişler ve Arap «Seyyitliğinin» namus esaslarına bağlı kalmışlardır
Genel olarak bir «aristokrat sınıf», Osmanlı Devletinde yoktu. Fakat «imtiyazlı sınıf» mevcuttu. Bütün kamu hizmetlerini ifa eden «askerî sınıf» , milletin çoğunluğunu teşkil eden « reaya » karşısında bazı imtiyazlarla donatılmıştı.
II. Bayezid , sonuçta, Devletin diktatörü kesilmiş Gedik Ahmet Paşayı bertaraf etmiş (1482/8875, Çandarlı Halil Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa (1498-1499/904-905) vezir-i âzam yapılarak, Osmanlı Devletinin ilk geleneklerinin tekrar ihyası yoluna gidilmişse de bu kere devşirmeler partisi ayaklanmış ve durumdan faydalanan I. Selim başa geçmiştir (1512-1520/918-927).
“Hainlerin boynunu koparınız, küstahların göğsünü parçalayınız…” (Cengiz Han)
Reklam
“II. Mehmed için yok edilmesi gerekli en büyük engel, Çandarlı Halil Paşa idi. Bu Vezir-i Azam o kadar kuvvetliydi ki, II. Mehmed’i bir kere tahttan bile uzaklaştırmıştı…”
“Teba’amdan Müslümanları camide, Hristiyanları kilisede, Musevileri havrada görmek isterim…” (II. Mahmut)
Sayfa 152Kitabı okudu
Kullanılan birinci derecede kaynaklar, tabiî ki arşiv belgeleridir. Arşivlerimizde siyaseten katl ile ilgili yığınla belge vardır. Biz en büyük iki arşivimizde, Başbakanlık Arşivi ile Topkapı Sarayı Müzesi Arşivinde çalıştık.
Ömer, gayet yakışıklı bir adamı, kadınları mücerred güzelliği dolayısı ile son derece tahrik ettiği için sürgün etmişti. Zinaya da bu devirde ölüm cezası verildiğini biliyoruz. İşte örfî hukuka önemli bir giriş sayılan bu hareketler ile halife, ceza hukukuna el atmağa başlamıştı. Ömer ’in bu hareketi, tabiî ki mutlak halifeler tarafından ilgiyle karşılanmış ve, «Ömer ' in sünnetinden » bahsederek yetkilerini genişletmek yoluna gitmişlerdir
Kur'an'da ölüm cezası
Kur'an'da ölüm cezası kabul edilmiş, fakat sadece iki çeşitine cevaz verilmiştir : Yol kesmeden dolayı verilen ölüm cezası ve kısas... Kuranda doğrudan doğruya ölüm cezası ile ilgili emirler bunlardan ibarettir. Şu halde İslâm hukuku sistemi, esas olarak Ölüm cezasını son derece az bir şekilde uygulamak istemektedir 82. Fakat kitabın bu İnsanî isteği ile yetinmek mümkün olmamıştır ve kitaptan sonra gelen kaynaklara dayanılarak Ölüm cezaları genişletilmiştir.
111 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.